T C
Resmî Gazete
Tesis tarihi: 7 Teşrinievvel 1336
idare ve yazı işleri için < 6 MAYI S 1930
Başvekâlet Müdevvenat Müdürlüğüne
müracaat olunur. SAL I
SAYI: 1489
Umumî Hıfzıssıhha Kanunu
Kan un numarası: 1593 Kabul tarihi: 241411930
BİRİNCİ BAP
Sıhhî teşkilât
BİRİNCİ FASI L
Devlet hidematı sıhhiyesi ve sıhhî merciler
Madde 1 — Memleketin sıhhî şartlarını ıslah ve milletin
sıhhatine zarar veren bütün hastalıklar veya sair muzır amillerle
mücadele etmek ve müstakbel neslin sıhhatli olarak yetişmesini temin ve halkı tıbbî ve içtimaî muavenete mazhar eylemek
umumî Devlet hizmetlerindendir.
Madde 2 — Umumî sıhhat ve içtimaî muavenet hizmetlelerine ait Devlet vazaifi Sıhhat ve içtimaî Muavenet Vekâleti
tarafından ifa ve hususî idarelerle belediyelere ve sair mahallî idarelere bırakılan hizmetlerin sureti icrası murakabe olunur. Millî Müdafaa teşkilâtına ait sıhhî işler müstesna olmak
üzere bütün sıhhat ve içtimaî muavenet işlerinin mercii ve
murakıbı bu Vekâlettir.
Madde 3 — Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâleti bütçelerile muayyen hatler dahilinde olarak aşağıda yazılı hizmetleri
doğrudan doğruya ifa eder:
1 – Doğumu tezyit ve teshil ve çocuk ölümünü tenkis edecek tedbirler.
2 – Validelerin doğumdan evvel ve doğumdan sonra sıhhatlerinin vikayesi.
3 – Memlekete sari ve salgın hastalıkların hululüne mümaneat.
4 – Dahilde her nevi intanî, sari ve salgın hastalıklarla veya
çok miktarda vefiyatı intaç ettiği görülen sair muzır amillerle
mücadele.
5 – Tababet ve şubeleri san’atlarının icrasına nezaret,
6 – Gıdalar ile ilâçları ve bütün zehirli müessir ve uyuşturucu maddelerle yalnız hayvanlar için seromlar ve aşılar hariç
olmak üzere her nevi serom ve aşılar.
7 – Çocukluk ve gençlik hıfzıssıhhasına ait işlerle çocuk
sıhhat ve bünyesinin muhafaza ve tekâmülüne ait tesisatın murakabesi.
8 – Mektep hıfzıssıhhası.
9 – Mesai ve san’at hıfzıssıhhası işleri.
10 – Maden suları ile sair havassı şifaiyesi olan sulara nezaret
11 – Hıfzıssıhha müesseseleri ve bakteriyoloji laboratuarları
ve alelûmum hayatî muayene ve tahlillere mahsus müesseseler
kuşat ve idaresi.
12 – Meslekî tedrisat müesseseleri kuşat ve idare veya mümasili müessesatı murakabe ve bunlara müsaade itası.
13 – Mecnunlarla sair ruhî hastalıklara mahsus tedavihaneler
veya malûl veya herhangi bir noksanii hilkate malik olanları
kabul edecek yurt veya müesseseler tesis ve idare.
14 – Muhacirin sıhhat işleri.
15 – Hapisanelerin ahvali sıhhiyesine nezaret.
16 – Tıbbî istatistiklerin tanzimi.
17 – Sıhhî neşriyat ve propagandalar.
18 – Vesaiti münakale umuru sıhhiyesine nezaret.
Madde 4 — Doğrudan . doğruya şehir ve kasabalar,
köyler hıfzıssıhhasına veya tıbbî ve içtimaî muavenete müteallik işlerin ifası belediyelere ve idarei hususiyelere ve sair
mahallî idarelere tevdi edilir. Vekâlet indelicap bu idarelere
rehber olmak üzere bazı mahallerde numune tesisatı vücude
getirir.
İKİNCİ FASI L
Sıhhat ve İçtimaî Muavenet teşkilâtı
Madde 5 — Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâleti 3 üncü
maddede zikredilen hizmetleri ifa için hususî teşkilât kanununa
tevfikan teşkil edilmiş fennî ve idarî şubelerden mürekkeptir.
Kanunu mahsusuna tevfikan mülhak bütçe ile idare olunan
Hudutlar ve Sahiller Sıhhat Umum Müdürlüğü, Sıhhat ve
İçtimaî Muavenet Vekâletine merbut olarak ifayı vazife eyler.
Madde 6 — He r vilâyette Sıhhat ve İçtimaî Muavenet
Vekâletine merbut olmak üzere bir Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Müdürü bulunur. Sıhhat müdürleri bulundukları vilâyetlerde
Vekâletin en büyük memuru olmakla beraber valilerin sıhhî
müşaviridirler. Valiler mevcut sıhhî kanun, nizam ve talimatlara tevfikan sıhhiye müdürlerini istihdam ederler ve sıhhî
hususlarda onların rey ve mütalealarını alırlar.
Sayıfa : 8896 ( Resmî Gazete ) 6 MAYI S 1930
Madde 7 — Sıhhat ve İçtimaî Muavenet müdürleri bulundukları vilâyetin sıhhî umur ve muamelelerinden vali ile beraber
mes’ul olup bütün sıhhî kanun, nizam, talimat ve emirlerin iyi
tatbikına nezaretle mükelleftir.
Madde 8 — He r kazada ve icabı takdirinde nahiye
merkezlerinde bir veya müteaddit hükümet tabipleri istihdam
olunur. Hükümet tabipleri doğrudan doğruya vilâyet sıhhiye
müdürünün emri altında olup memur oldukları mahallerin sıhhî
umur ve muamelelerinden mes’uldür ve kaymakamın sıhhî hususatta sıhhî müşaviridir. Hükümet tabiplerinin maiyyetlerinde
sıhhî işlerde kendilerine muavenette bulunmak üzere küçük
sıhhhat memurları iatihdam edilir.
Madde 9 — Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâleti üçüncü
ve dördüncü maddelerde zikredilen vazifeleri ifa ve müesseseleri idare etmek üzere tabipler, baytarlar, eczacılar, sair
sıhhî ve idarî memurları tayin ve istihdam eder.
ÜÇÜNCÜ FASI L
Yüksek Sıhhat Şûrası
Madde 10 — Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletince
tevdi edilecek yüksek sıhhî ve içtimaî meseleler hakkında rey
ve mütaleasını beyan ve sıhhî ve içtimaî hizmet ve muavenetlere ait kanun, nizamname ve talimatnameleri birinci derecede
tetkik eylemek ve tababet ve şubeleri san’atlarını ifadan mütevellit adlî meselelerde ihtibar vazifelerüe mükellef olmak üzere
bir Yüksek Sıhhat Şûrası teşkil olunmuştur.
Madde 11 — Yüksek Sıhhat Şurası dokuz azadan mürekkep olup bu aza Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekili tarafından
memlekette ilim ve irfanı ve eserleri veya sıhhî hizmetleri ile
marufiyet kesbetmiş zevat arasından intihap ve Başvekâlete
inhası ve Reisicumhurun tasdiki ile tayin olunur.
Madde 12 — Yüksek Sıhhat Şûrasından her üç sene nihayetinde kur’a ile üç aza çıkarılarak yerine diğerleri 11 inci
maddede gösterildiği veçhile tayin olunurlar. Çıkan azanın yeniden intihabı caizdir. Yeniden intihap edilmedikleri takdirde
Yüksek Sıhhat Şûrası fahrî azalığı unvanını kaydi hayat şartile
taşırlar.
Madde 13 — Yüksek Sıhhat Şûrası her sene teşrinisani,
şubat, mayıs aylarında olmak ve her devrei içtimaiyesi on günden aşağı olmamak üzere içtima eder. Vekâletçe lüzum görüldüğü takdirde fevkalâde içtimalar aktolunur. İçtima mahalli
Ankaradır.
Madde 14 — Yüksek Sıhhat Şûrası, Sıhhat ve İçtimaî Mua ­
venet Vekilinin veya onun tensip edeceği bir zatın riyaseti altında aslî azadan lâekal beş zatın huzurile içtima eder. Reyler
sülüsanı ekseriyetle ittihaz olun >r. Sıhhat ve İçtimaî Muavenet
Vekâleti müsteşar ve hıfzıssıha işleri ve içtimaî muavenet
umum müdürleri Yüksek Sıhhat Şûrasının tabiî azasındandırlar.
Madde 15 — Yüksek Sıhhat Şûrasının toplu olmadığı zamanlarda mükellef olduğu vazifelere taallûk eden acele işlerle
iştigal etmek üzere Yüksek Sıhhat Şûrası kendi azası arasından üç kişilik bir encümen intihap eder.
Madde 16 — Yüksek Sıhhat Şûrası azasına her devrei
içtimaiyeye mahsus olmak üzere her sene bütçesinde miktarı
muharrer bir hakkı huzur verilir. Ankar a haricinden gelenlere
harcırahları ve vekâletçe tayin olunacak yevmiyeleri ita olunur.
Madde 17 — Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâleti merkezî
teşkilâtı ve vilâyetler sıhhî teşkilâtı ve Yüksek Sıhhat Şûrası
vazifelerinin istilzam ettiği nizamnameler tanzim ve neşrolunur.
DÖRDÜNCÜ FASI L
Vilâyet Hususî İdareleri ve Belediyeler
Madde 18 — Vilâyet hususî idareleri bütçelerinde hususî
kanuna tevfikan tefrik ve Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletinin tensibi ile sarfolunan sıhhî ve içtimaî işlere mahsus tahsisat, vilâyet merkezinde veya tensip olunacak sair mahallerde
açılacak hastaneler ve dispanserlerle seyyar etibba teşkilâtına
ve seyyar etüv tedarikine ve tephirat ve tathirat istasyonları
tesisine ve verem ve firengi ve çocuk vefiyatı mücadelesine
muhtas hifzıssıhhai içtimaiye dispanserlerine ve sıtma ve firengi
lâcı tedarikine ve sıtma kanununda tasrih edilen ahvalde
sıtma menbalarmın izalesine sarfolunur.
Madde 19 — Vilâyetler hususî idarelerine ait sıhhî teşkilât
ve tesisat mahallî sıhhat ve içtimaî muavenet müdürlerinin
murakabesi altında bulunop bunlara ait muamelât kanun ve
nizamnamelerine tevfikan sıhhat müdürleri^tarafından ifa olunur.
Madde 20 — Belediyelerin umumî hifzıssıhha ve içtimaî
muavenete taallûk eden mesailden ifasile mükellef oldukları
! vazifelere aşağıda zikredilmiştir.
1 – İçilecek ve kullanılacak evsafı fenniyeyi haiz su celbi.
2 – Lâğım ve mecralar tesisatı.
3 – Mezbaha inşaatı.
4 – Mezarlıklar tesisatı ve mevta defni ve nakli işleri.
5 – He r nevi muzahrafatın teb’it ve imhası.
6 – Meskenlerin sıhhî ahvaline nezaret.
7 – Sıcak ve soğuk hamamlar tesisi.
•’ 8 – Yenilecek ve içilecek maddelerin murakabesi ve vilâyet
merkezlerile lüzum görülecek sair mahallerde gıda maddelerinin muayenesine mahsus laboratuarlar tesisi.
9 – Umumî mahallerde halkın sıhhatine zarar veren amilleri
| izale.
10 – Sari hastalıklarla mücadele iş’erine mavenet.
11 – Hususî eczane bulunmayan yerlerlerde eczane küşadı.
12 – İlk tıbbî imdat ve muavenet teşkilâtı.
13 – Hastane, dispanser, süt çocuğu, muayene ve tedavi
1 evi, aceze ve ihtiyar yurtları ve doğum evi tesis ve idaresi.
14 – Meccani doğum yardımı için ebe istihdamı.
Madde 21 — Vilâyet huhusî idarelerile belediyelerin 18
ve 20 inci maddelerde gösterilen hizmetlerini ifa için kanunu
mahsuslarına tevfikan Vekâletçe tayin olunan etibba ve sair
memurin istihdam olunur.
Madde 22 — Belediyeler ve vilâyetler hususî idarelerince
ı sıhhî ve içtimaî hizmetlerden hangilerinin ifası mecburî ve han1
gilerinin ihtiyarî olduğu hususî kanunlarına tevfikan tayin ve
bu hizmetlerde istihdam edilecek tabip ve memurların kadroları
İcra Vekilleri Heyetince musaddak bir talimatname ile tesbit
olunur. Hükümet tabipleri olmayan yerlerde belediye tabipleri
nizamnamesine tevfikan Hükümet tabiplerinin ifasile muvazzaf
! oldukları vzifelerle mükelleftirler.
BEŞİNCİ FASI L
Vilâyetler ve kazalar umumî hıfzıssıha meclisleri
Madde 23 — He r vilâyet merkezinde bir umumî hıfzzıssıhha meclisi toplanır. Bu meclis mahallî sıhhat ve içtimaî
j muavenet müdürü, nafıa mühendisi, maarif, baytar müdürü,
mevcutsa sahil sıhhiye merkezi tabibi, bir hükümet ve belediye
tabibi ve hastane baştabibi ile garnizon ve kıt’a bulunan
yerlerde en büyük askerî tabip ve serbest san’at icra eden bir
tabip ve bir eczacıdan ve belediye reisinden mürekkeptir.
Meclis valinin veya valiye bilvekâle sıhhiye müdürünün riyaseti
altında içtima eder. Valinin tensip edeceği bir zat kitabet
vazifesini ifa ve zabıtları tanzim eder.
Madde 24 — Kazalarda bu meclisler kaymakamın riyaseti
altında Hükümet tabibi, mevcut ise bir Hükümet baytarı ve
askerî tabip, belediye tabibi ve serbest icrayi san’at eden ve
kaymakam tarafından intihap edilen bir tabip ve serbest eczacı
ile belediye reisinden terekküp eder.
Madde 25 — Umumî hıffzıssıhha mecleisleri müntehap
azası her üç senede bir değişir. Eski azanın yeniden intihabı
caizdir. He r defa tebeddülünde kaymakamlar tarafından vilâyetlere, valilerce de Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletine
bildirilir.
Madde 26 — Umumî hifzıssıhha meclisleri alelade ayda
bir kere içtima ederler. Ahvali fevkalâdede veya bir sari ye salgın hastalık zuhurunda valinin daveti veya Sıhhat va İçtimaî
Muavenet Vekâletinin talebi üzerine daha sık toplanırlar.
Madde 27 — Umumî hifzıssıhha meclisleri mahallin sıhhî
ahvalini daima nazarı dikkat önünde bulundurarak şehir ve ka –
6 MAYI S 1930 (Resmî Gazete) Sayıfa : 8897
saba ve köyler sıhhî vaziyetinin ıslahına ve mevcut mahzurların
izalesine yarayan tedbirleri alırlar. Sari ve salgın hastalıklar
hakkında istihbaratı tanzim, sari ve içtimaî hastalıklardan korunmak çareleri ve sıhhî hayatın faideleri hakkında halkı tenvir
ve bir sari hastalık zuhurunda hastalığın izalesi için alınan tedbirlerin ifasına muavenet eylerler.
Madde 28 — Umumî hıfzıssıhha meclislerinin mukarreratından
mahallî vazifeler ve salâhiyetler arasında bulunan işler vali veya
kaymakam tarafından icra olunur ve istizana muhtaç olanlar
kaymakamlıkça vilâyetten ve vitâyetçe Sıhhat ve içtimaî Muavenet Vekâletinden sorulur.
İKİNCİ BAP
Sari ve salgın hastalıklarla mücadele
BİRİNCİ FASI L
Hudutla r v e sahille r sıhhî müdafaas ı
Madde 29 — Beşinci maddede zikredilen Hudutlar ve Sahiller Sıhhat Umum Müdürlüğü baynelmilel seyrüsefer ve ticaret
sebeplerile intikal eden beşerî ve salgın hastalıklara karşı millî
hudutlar ve sahilleri müdafaa vazifesile mükelleftir.
Madde 30 — Hudutlar ve Sahiller Umum müdürlüğü mer’i
olan beynelmilel mukaveleler ve Devletçe mevzu kanunlar, nizamlar ve talimatlar ile Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâleti tarafından bu mukaveleler, kanunlar, nizamlar ve talimatların lâyıkı
ile tatbikini temin için verilen emirler dairesinde vazifeyi ifa eyler.
Madde 31 — Türk ve ecnebi limanlarından Türkiye limanlarından birine gelmek üzere hareket eden her gemi, bir sıhhat
patentasını hâmil olmalıdır. Ecnebi limanlarından gelen gemilere
ait patentalar mahallî Türkiye konsolosları veya vekilleri tarafından tetkik ve patentanın salâhiyet sahibi bir makam tarafınd an verildiğine kanaat edildikten sonra vize edilir. Müteaddit
ecnebi limanlarına uğrayan gemiler son uğradıkları limandan
konsolos vizesi alırlar.
Madde 32 — Fevkalâde hallerde ve memleketi tehlikeye
maruz bırakan salgınlar zuhurunda Sıhhat ve İçtimaî Muavenet
Vekâleti hastalığın hüküm sürdüğü 1in anlarda bulunan konsolosluklarda çalışmak veya konsolosluk mevcut olmadığı halde müstakiüen vazife yapmak üzere mahsus memur gönderir. Bu gibi
hallerde sıhhat patentalarınm vizesi ve bulundukları mahallin
sıhnî ahvali hakkında malûmat almak vazifesi bu sıhhat memurarına aittir.
Madde 33 — Konsolos veya vekili veya ahvali fevkalâdede
Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletinin mahsus memuru bulunmıyan yerlerde görülecek lüzum üzerine ya mahallî memurların
vizesi veya muahedelerle münasebette bulunduğumuz dost Devletlerden birinin konsolosluğunca yapılacak vizeler muteber
olur.
Madde 34 — Ecnebi limanlarındaki mahallî memurlar tarafından 31 inci maddede zikredilen sıhhat patantası verilmediği
takdirde bu patantalar konsolosluk veya mevcut ise Sıhhat
Vekâletinin memuru tarafından verilir.
Madde 35 — Sıhhat patentalarınm vizesine mukabil mahsus kanun mucibince alınacak resim, konsolosluklar tarafından
alınır.
Madde 36 — Sıhhat patentaları üzerinde yapılan her türlü
tahrifler veya salâhiyettar makamatça tasdik edilmemiş tashihler
patentayı hükümden düşürür. Bir geminin hareketinden evvel
48 saat zarfında verilmiş patentalar muteber olup daha evvel
verilenlerin hükmü yoktur.
Madde 37 — Bir geminin hareket limanında kolera, veba,
sarıhümma, lekelihümma ve çiçek vak’aları ve yahut Sıhhat ve
İçtimaî Muavenet Vekâletince tayin ve ilân edilecek sair tehlikeli bir maraz salgını mevcut olmadığı halde verilmiş olan
patentalar temiz addolunur. Bu hastalıklardan hariçten geldiği
tebeyyün eden münferit vak’aların zuhuru patentalarm temiz
addedilmesine mâni olmazsa da bu vak’alar patantalarda işaret
edilmiş olmalıdır.
Madde 38 — 37 inci maddede zikredilen hastalıklardan
hariçten gelmiş olmadığı tahakkuk eden vakayi zuhurunu
bildiren patentalar ile mebdeinde temiz olduğu halde Türkiye
limanlarından birine gelinceye kadar geçen , seyahat müddeti
esnasında geminin ahvali sıhhiyesinde vukua gelen tebeddül
dolayısile evsafı değişen ve 31,32,33,34 .üncü maddeler ahkâmına muvafık olmıyan patentalar bulaşık addedilir.
Madde 39 — Hiç bir patentayı hamil olmıyarak Türkiye
limanlarına gelen gemiler bulaşık patenta ile gelmiş gemiler
gibi muameleye tabi olurlar.
Madde 40 — Türk ve ecnebi limanlarından gelerek türk
limanlarından birine dahil olan gemiler sıhhî muayeneye tâbi
olup bu mükelleayete riayet etmiyen gemilere serbest pratıka
verilmiyerek yolcu ve eşya çıkarılmasına mümaneat olunur.
Madde 41 — He r gemi bir türk limanına muvasalatı
akabinde ve talimatnamelerle tayin olunan saatlerde Hudutlar
ve Sahiller Sıhhat Umum Müdürlüğü memurları tarafından
ziyaret ve patentaları ve geminin sıhhî vaziyeti tetkik olunur.
Bu memurlar tarafından serbest pratika verilmedikçe gemilere
başkalarının girmesi ve gemilerden 47 inci maddede mezkûr
talimatname hükümleri haricinde kimsenin çıkması memnudur.
Madde 42 — Kaza, fırtına veya ahvali fevkalâde sebebile
bir limana girmeğe mecbur olan gemilerden yukarıdaki maddelerde zikredilen evsafı haiz patenta aranmaz. Yalnız bunlar
sıhhat patentalarını ibraz etmeğe mecburdurlar ve sahil sıhhat
memurlarının murakabesi altında limanda kalırlar.
Madde 43 — Türk limanlarına gelen ecnebi harp gemileri
ile ecnebi donanmalarına mensup muavin sefineler patenta
ibrazına mebur değildir. Yalnız kara ile irtibat etmek ve serbest
pratika almak istedikleri takdirde behemhal ticaret sefineleri
hakkındaki hükme tabidirler.
Madde 44 — Türk harp sefineleri ve ticaret ile münasebeti
olmayıp hükümete ait ^ulunan sair gemiler münhasıran hizmetlerine ait işler için türk limanları arasında seyrüsefer ettikleri
ve hiç bir bulaşık limana uğramadıkları ve yolcu, asker ve
saire nakleylemedikleri takdirde türk limanlarına girip çıktıkları zamanlar sıhhî muayeneye tâbi değildirler. Fakat gemi
derununda sari hastalık zuhur ettiği takdirde bu gemilerin
kaptanları muvasalat limanındaki hudutlar ve sahiller sıhhiye
memuruna haber vermeğe mecburdur. Bu takdirde tıbbî muayene icra ve serbest pratika ita edilmeden kara ile ihtilât
edemez. 37 inci maddede zikredilen hastalıklarla bulaşık limanlardan gelen bu nev’i gemiler sair ticaret sefineleri hakkındaki
hükme tâbidir.
Madde 45 — Çanakkale Boğazı ile Karadeniz Boğazı
arasındaki Marmara havzasında seyrüsefer eden gemiler muvasalat ettikleri limanlarda yolcularını sıhhî ziyaret vaki olmadan
çıkarabilirler. Yalnız bu esnada geminin sıhhî muamelesini
itmam etmesi lâzımdır. Eğer bu mıntaka dahilindeki gemilerin
hareket limanlarında sari hastalık varsa bunlar umumî ahkâma
tâbi olurlar.
Madde 46 — 43, 44 üncü maddelerde zikredilen gemiler
ile küçük mesafelere gidip hiç bir yere uğramayarak avdet
eden balıkçı gemileri müstesna olmak üzere Türkiye limanlarından ihtilât ederek çıkan her türk ve ecnebi gemisi bir
sıhhat patentasını hâmil olmalıdır. Bu patentalar mahalline göre
temiz veya bulaşık addolunur.
Madde 47 — Limanlarda gemilerin muvasalat ve hareketlerinde icrası icap eden sıhhî muamele, patentalarm şekli, vasıf
ve sureti itası, yolcu, mürettebatın ve eşyanın tathiri, bulaşık
patentalı gemilere tatbiki icap eden sıhhî tedbirler, muhtelif
hastalıklara ait vak’alarda yapılacak muamele ve limanlarla
hudutlarda müesses tahaffuzanelerin idare sureti ve yirmi
dokuzuncu maddede zikredilen sıhhî müdafaaya müteallik sair
bütün muameleler mevcut mukavele ve kanunlara nazaran
Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletince neşredilecek talimatnamelerle tayin olunur.
Madde 48 — Türkiye konsolosları bulundukları mahalde
zuhur eden ve 37 inci maddede zikredilen hastalık vak’alarını
ve bunlar hakkında ittihaz edilen tedbirleri Sıhhat ve İçtimaî
Muavenet Vekâletine muntazaman bildirirler. Yalnız bunlardan
kolera, veba ve sarıhümmadan her vak’anın telgrafla ihbarı
Sayıfa : 8898 (Resmî Gazete) 6 MAYI S 1930
lâzım gelip diğer hastalıklar ancak salgın şekli aldıkları takdirde
mektup ile haber verilir.
Madde 49 — Türkiye limanlarına sari ve salgın hastalıkların duhulüne mâni olmak için aşağıda zikredilen tedbirler
ittihaz edilir:
1 — Gemilerin tıbbî muayenesi.
2 — Bulaşık olduğundan şüphe edilen yolcuların nezaret
altında bulundurulması veya tecridi.
3 — Hastaların tahaffuzane veya sari hastalıklar hastanelerinde şifa buluncıya kadar tedavi ve etrafı için tehlikeleri
zail oluncıya kadar tecridi.
4 — Gemilerin ve sıhhat memurlarının görecekleri lüzum
üzerine tathiri kabil olan ticaret eşyasile zatî eşyanın ve gemi
eşyasının fennî tathiri.
5 — Hastalık amilini nakle vasıta olan haşeratın ve
hayvanların itlafı.
6 — Yolcu ve mürettebata aşı veya serom tatbiki.
Bu tedbirlerin tatbiki için lâzım gelen zaman zarfında gemilerin limanlarda tevkifine hudutlar ve sahiller sıhhat memurları
salâhiyettardırlar.
Madde 50 — Sari ve salgın hastalıkların nakline vasıta
olup fennî tathiri mümkün veya faydalı olmıyan her nevi eşyanın gemilerden tahliye edilmesine veya kara veya deniz tarikile
memlekete ithaline mümaneata Sıhhat ve İçtimaî Muavenet
Vekâleti salâhiyettardır. Vekâlet bu hususta müstaceliyetine
binaen karar ittihaz ederek gümrüklere ve postaya tebligat
icra ettikten sonra keyfiyeti İcra Vekilleri Heyetinin tasvibine
arzeder.
Madde 51 — Türkiye ve ecnebi limanlarından bulaşık veya
şüpheli olanlar Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletince ilân
olunur. Bu takdirde bu limanlar müvaredatı, gemilerin patentaları bulaşık olmasa dahi 49 uncu maddede zikredilen tedbirlerden birine tâbi olur. Alınan tedbirler Hariciye Vekâletince
alâkadar devletlere mer’i mukaveleler dairesinde tebliğ olunur.
Madde 52 — Bütün Türkiye limanlarında sıhhî muamele
ifası Hudutlar ve Sahiller Sıhhat Umum Müdürlüğü memurlarına
aittir. Bunların bulunmadığı mahallerde Sıhhat ve İçtimaî
Muavenet Vekâletinin göstereceği lüzum üzerine hükümet veya
belediye tabipleri veya liman reisleri veyahut nahiye müdürleri
ile gümrük memurları kanun ve nizam ve talimatnameler
hükümleri dairesinde sıhhî müdafaaya müterettip vazifeleri ifa ve
rüsumu tahsil ederler.
Madde 53 — Hudutlar ve Sahiller Sıhhat Umum Müdürlüğü hizmetlerine ait olan resimler ve tathir, tephir, tahaffuzhane
masrafları ve kanuna muhalif hareket eden gemi kaptanlarından alınması icap eden para cezası mahsus kanuna tevfikan
tahsil olunur.
Madde 54 — Komşu memleketlerden birinde 37 inci maddede de zikredilen hastalıklar zuhur ettiği takdirde kara hudutlarında Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletince vürut edecek yolcularla zatî ve ticarî eşya hakkında aşağıdaki tedbirler
alınır:
1 – Tren, araba veya herhangi bir suretle karadan veyahut
nehir yolu ile gelen yolcuların hudutlara dahil oldukları mahslde veya hududa civar münasip bir yerde tıbbî muayeneleri.
2 – Aşı veya serom tatbiki.
3 – Zatî veya ticarî*eşyadan tathir ve tephiri mümkün ve
faydalı görülenlerin tathiri
4 – Yolcuların tıbbî nezaret altına alınması veya şüpheli
şahısların tecridi.
5 – Hastaların tecrit ve tedavisi.
Madde 55 — Komşu memleketlerdeki salgın hastalıkların
memleket için tehlikeyi mucip bir şekilde devam eyleyerek
adi tedbirler ile bu tehlikenin izalesine imkân görülmediği zamanlarda hudutların hastalık bulunan memlekete mücavir kısmı İcra Vekilleri Heyeti kararile muvakkaten seddolunarak
her türlü münakaleler tatil olunabilir.
Madde 56 — 37 inci maddede zikredilen hastalıklardan
birinin hüküm sürdüğü memleketlerden hava nakil vasıtalarile
vürut eden yolcu ve eşyalar hakkında 54 üncü maddede yazılan tedbirler Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletinin münasip
göreceği hallerde hudutlarda veya bu vasıtaların karaya indikleri mahallerde tatbik olunur.
İKİNCİ FASI L
ı
, Memleket dahilinde sari ve salgın
hastalıklarla mücadele
Madde 57 — Kolera, veba ( übon veya zatürree şekli ),
, lekeli humma, kara humma (hummayi tifoidi) daimî surette
basil çıkaran mikrop hâmilleri dahi – paratifoit humması veya[ her nevi gıda maddeleri tesemmümatı, çiçek, difteri (kuşpalazı)
– bütün tevkiatı dahi – sari beyin humması ( iltihabı sahayayi
dimağii şevkiı müstevli), uyku hastalığı (iltihabı dimağii sari),
dizanteri ( basilli ve amipli), lohusa humması (hummai nifasî),
ruam, kızıl, şarbon, felci tıflî (iltihabı nuhaii kuddamii sincabii
hâddı tiflî), kızamık, cüzam (miskin), hummai racia ve malta
, humması hastalıklarından biri zuhur eder veya bunların birinden şüphe edilir veyahut bu hastalıklardan vefiyat vuku bulur
veya mevtin bu hastalıklardan biri sebebile husule geldiğinden
şüphe olunursa aşağıdaki maddelerde zikredilen kimseler
vak’ayı haber vermeğe mecburdurlar. Kudurmuş veya kuduz
şüpheli bir hayvan tarafından ısırılmaları kuduza müptelâ
hastaların veya kuduzdan ölenlerin ihbarı da mecburidir.
Madde 58 — tcrayi san’at eden her tabip 57 inci maddede
zikredilen vak’aları kat’î veya muhtemel teşhis vazını müteakip
ilk 24 saat zarfında sıhhiye dairesine, hükümet veya belediye
tabibi bulunmadığı takdirde polis veya jandarma karakoluna
! hastanın isim ve adresile beraber tahriren veya şifahen haber
, verir. Polis ve jandarma daireleri ittıla hasıl eyledikleri bu
! vak’aları hiç vakit kaybetmeden alâkadar makamlara bildireceklerdir.
Madde 59 — Sari hastalıkların haber verilmesini kolaylaştırmak üzere Sıhhat ve içtimaî Muavenet Vekâletince hazırlanıp arzu eden tabiplere tevzi edilecek ihbarnameler postalarca
meccanen naklolunur.
Madde 60 — 57 inci maddede yazılan hastalıklara uğrayan
birisinin ikametgâhı değiştiğini, hastalığı haber vermekle
mükellef olanlar öğrendikleri takdirde bu nakli ihbara mecburdurlar.
Madde 61 — Hastane baştabipleri mektep, fabrika, imalâthane, hayır müesseseleri, ticarethane ve mağaza, otel, pansiyon, han, hamam, hapisane sapih veya müstecirleri ve müdürleri, apartıman kapıcıları bulundukları mahallede, köy ihtiyar
heyetleri köylerinde zuhur eden ve eczacılar, diş tabipleri ve
ebeler, hasta bakıcıları, ölü tabutlıyan ve yıkayanlar san’atlarını
j icra sebebile muttali oldukları 57 inci maddede zikredilen
vak’aları derakap alâkadar makamlara tebliğ ve ihbara mecburdurlar.
Madde 62 — Deniz veya nehirlerde seyrüsefer eden her
nevi sefinelerde 57 inci maddedeki vak’alardan biri zuhur ettiği
takdirde geminin kaptan ve reisi ilk limanda vak’ayı hükümete
j haber vermeğe mecburdur.
Madde 63 —’ Limanlarda bulunan ve sıhhiye patentası
vermekle mükellef olan memurlar 57 inci maddede yazılı hastalıklardan ancak kolera, veba, çiçek, lekeli humma hastalıklarından zuhur etmiş hakikî vak’aları ecnebi gemileri ve ecnebi
memleketlerine gidecek türk gemileri patentalarına işaret
ederler. Türkiye limanları arasında seyrüsefer eden türk gemilerine verilecek patentalara mezkûr maddedeki hastalıklardan
her birisinin tahakkuk etmiş vak’aları yazılır.
Madde 64 — 57 inci maddede zikredilenlerden başka her
1
hangi bir hastalık istilâî şekil aldığı veya böyle bir tehlike baş
ı gösterdiği takdirde o hastalığın veya her hangi bir hastalık
I şeklinin memleketin her tarafında veya bir kısmında ihbarı
mecburî olduğunu neşrü ilâna ve o hastalığa karşı bu kanunda
mezkûr tedabirin kâffesini veya bir kısmını tatbika Sıhhat ve
1
İçtimaî Muavenet Vekâleti salâhiyettardır.
Madde 65 — Sari bir hastalık zuhur ettiği veya zuhurundan şüphelenildiği veya sari ve salgın bir hastalıktan vefat vuku bulduğu ve yahut vefatın sari ve salgın bir hastalık tesiri ile
husule geldiğinden şüphe edildiği ihbar olunur olunmaz hükümet tabipleri veya bulunmadığı mahallerde belediye tabipleri
6 MAYI S 1930 (Resmî Gazete) Sayıfa : 8899
mahallinde lâzım gelen tetkikatı icra ve hastalığın muhakkak
olup olmadığını ve zuhuru sebeplerini tahkik ile mafevka iş’ar
eyler. Sari hastalıklar tetkikatı yapan tabiplere bütün Devlet
kuvvetleri müzaherete mecburdurlar.
Madde 66 — 65 inci maddede zikredilen tahkikat, sari ve
istilâî bir maraz zuhuru ihbar olunmadığı ve fakat Hükümetçe
sari bir hastalık vukuunda şüphelenildiği takdirde dahi yapılabilir.
Bu surette sari hastalık tetkikatı yapan sıhhat memurları lüzum
gördükleri mahallerde hastaları veya maraz âmillerini ve sebeplerini taharriye salâhiyettardırlar.
Madde 67 — 57 inci maddede zikrolunan sari ve salgın
hastalıklar vak’aları hakkında tetkikat yapan tabip bu tetkikatı
kolaylaştırmak üzere hastanın yanına girmeğe ve hastayı ve icabına göre evin sair sakinlerini muayeneye ve hastalığın sureti
zuhur ve seyrine dair izahat ve malûmat talebine salâhiyettardır.
Bu hususta mümaneatı görülenler bu kanunda zikredilen ahkâmı
mahsusa mucibince cezalandırılır.
Madde 68 — Tabip bulunmıyan mahallerde Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletinin emri ile sari ve salgın hastalıklar hakkında tetkikat yapmağa, bu husus için yetiştirilmiş küçük sıhhat
memurları mezundurlar.
Madde 69 — Sari ve salgın bir hastalığın vukuu tahakkuk
eylediği takdirde sıhhat memurları derakap lâzımgelen tedbirlerin ittihazına ve bütün idarî makamlar bu tedbirlerin tatbik ve
icrası hnsusunda muavenete mecburdurlar.
Madde 70 — Sari ve salgın bir hastalıktan vefat eylediği
zan ve şüphe edilen eşhas üzerinde, alâkadar tabip tarafından
lüzum gösterildiği takdirde, fethimeyit icra olunabilir.
Madde 71 — Sarı ve salgın bir hastalığın hükümferma olduğu veya tehdit eylediği mahallerde Sıhhat ve İçtimaî Muavenet
Vekâletince bütün cenazelerin defninden evvel bir tabip tarafından muayenesi mecburiyeti ilân edilebilir.
Madde 72 — 57 inci maddede zikredilen hastalıklardan biri zuhur ettiği veya zuhurundan şüphelenildiği takdirde aşağıda
gösterilen tedbirler tatbik olunur:
1 — Hasta olanların veya hasta olduğundan şüphe edilenlerin ve hastalığı neşrü tamim eylediği tetkikatı fenniye ile tebeyyün edenlerin fennen icap eden müddet zarfında ve sıhhat
memurlarınca hanelerinde veya sıhhî ve fennî şartları haiz mahallerde tecrit ve müşahede altına vaz’ı.
2 — Hastalara veya hastalığa muruz bulunanlara serom veya aşı tatbiki.
3 — Eşhas, eşya, .elbise, çamaşır ve binaların ve fennen intana maruz olduğu tebeyyün eden sair bilcümle mevaddın fennî
tathiri.
4 — Hastalık neşreden haşarat ve hayvanatın itlafı,
5 — Meleket dahilinde seyahat eden eşhasın icap eden
mahallerde muayenesi ve eşyalarının tathiri.
6 – Hastalığın sirayet ve intişarına sebebiyet veren gıda
maddelerinin sarf ve istihlâkinin meri’i.
7 – Dahilinde sari ve salgın hastalıklardan biri zuhur eden
umumî mahallerin tehlike zail oluncaya kadar set ve tahliyesi.
Madde 73 — Kolera ve veba ve ruam musaplarından
gayri hastaların evlerinde tecrit edilmelerine müsaade olunur.
Yalnız alâkadar sıhhî memurlar tarafından bu tecridin müessir
olmasını temin edecek şartların mevcudiyeti kabul edilmiş
olmalıdır. Bu takdirde hastaların evlerine bir alâmeti mahsusa
vazedilerek hariçle olan ihtilât menedılir. Koîara, veba, ruam
musaplarile bulunduğu mahallerde tecridi mümkün ve kâfi
görülmiyen sair hastalık musapları ve kolera ve vebayı neşir
ve sirayet ettirmeleri muhtemel olanlar icap ederse cebrî tecride tâbi olurlar. Cebrî tecrit, hastaların veya bu maddede
zikredilen şüphelilerin Hükümetçe tayin edilecek mahallerde,
her türlü ihtilâftan memnu olarak ve zabıta murakaba^ı altında
bulundurulmalarıdır.
Madde 74 — Hastaların tecrit ve tedavisine mahsus vasıf
ve şartları haiz hususî yerleri olmayan mektep, fabrika ve
imalâthanelerle müteaddit kimselerin bir arada bulunduğu umumî
her nevi müessese ve mebanide sari hastal klara musap kimselerin alıkonulması memnudur.
Madde 75 — Kuduz olan veya kudurmuş olduğundan şüphe
edilen hayvanlar tarafından ısırılmiş olanların vakit kaybetmeden
en yakın kuduz tedavi müessesesine izam olunmaları mecburidir.
1
Bunlardan fakir olanların yol masrafları belediye veya köy
sandıklarınca ve bu sandıklar veremedikleri takdirde idarei
hususiyelerce tediye olunur ve bunlar Devlete ait umumî nakil
vasıtalarından meccanen istifade ederler.
Madde 76 — Etrafında bulunanlara sari ve salgın hastalıklardan birini nakle vasıta olduğu muhakkak olan kimseler
muvakkaten ve bu zail oluncaya kadar meslek ve san’atlarının
icrasından hıfzıssıhha meclisleri kararile menolunur.
Madde 77 — Sari ve salgın hastalıklardan birinin hüküm
sürdüğü veya tehdit ettiği mahallerde Sıhhat ve İçtimaî Muavenet
Vekâletinin tasvibile bütün umumî mahallerde vuku bulacak
i içtimalar tahdit veya menolunabilir. Bundan başka hastalarla
hastalığı şüpheli olanlanlarm ve hastalığın sirayet ve neşrine
vasıta olabilecek eşyanın fennî tathiratile mahzur ve mazarratı
izale edilmeksizin nakillerine ve bütün kara ve deniz ve hava
nakil ve vasıtalarının fennî tathir ^ve tephire tâbi tutulmadan
seyrü seferlerine mümaneat edilir.
Madde 78 — Hususî kanuna tevfikan açılmış olan şahıslara
ait laboratuarlarda ve Sıhhat Vekâletince tayin edilecek müessesatı resmiyenin gayrisinde kolera, veba ve ruam mikropları
kültürlerinin bulunması memnudur. Diğer sari hastalıklar mikroplarının eyi muhafazasından ve bir mahalden diğerine naklinde yapılacak takayyüdattan laboratuar sahipleri mes’uldür.
Madde 79 — Su ile sirayet ettiği fennen muhakkak olan
hastalıklardan birinin salgın halinde hüküm sürdüğü mahallerde
veya bu mevkilerin etraf ve civarında bulunan umumî banyolar
ve kuyular, aptesaneler ve şehir ve kasaba veya köylere gelen
suların ve çamaşır yıkamağa mahsus umumî mahallerin ve
dere, nehir gibi cari sularla göl sularından şüpheli olanlarının
istimali memnudur.
Madde 80 — Askerî kuvvetler arasında veya askerî müesseselerde 57 inci maddede mezkûr sari ve salgın hastalıklardan
biri zuhur ettiği takdirde bu kanunda zikredilen tedabirin ifasına hususî teşki’âtı sıhhiyeleri mecburdur. Bu hallerde Millî
Müdafaa Vekâleti vukuatın zuhur ve seyrinden Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletini daimî surette malûmattar edecek ve
halkı sirayetten korumak için müştereken ittihaz ve kabul edilecek tedbirleri tatbik eyleyecektir. Sıhhat Vekâletince halk
arasında görülen sari hastalıklar vak’alarından Millî Müdafaa
Vkâleti vaktinde haberdar edilir.
Madde 81 — Sari ve salgın hastalıklar amillerile bulaştığı
ı muhakkak veya şüpheli olupta tathiri ve tephiri masarifi kıymetinden ziyadeye baliğ olacağı anlaşılan veya tephir ve talhiri
mümkün görülmeyen eşya ve mevaddı saire imha olunur. Tathir
ve tephir masarifi kıymetinden ziyadeye baliğ olacağı anlaşılan
eşyanın sahibi tarafından arzu edildiği takdirde tathir masarifi
kendisi tarafından deruhde edilerek tathiri icra edilir. İmha
edilen mevat ve eşya Hükümetçe her kimin elinden alınmış ise
belediye ve köy ihtiyar heyetlerince tayin edilecek bedeli
‘ o şahsa tazmin olunur.
Madde 82 — Sari ve salgın hastalıklardan bir.nden vefat
edip hususî tedabire tâbi olarak defni iktiza eden cenazeler
alâkadar memurların nezareti altında tabutlanıp defnolunurlar.
Madde 83 — Cebrî tecride tâbi olarak müessesatta veya
evlerinde tecrit edilen kimselerle 76 mcı maddede zikredilen
şahıslardan muhtaç olanlarının kendileri ve ailelerinin iaşeleri
masarifi Hükümetçe tesviye edilir.
Madde 84 — Sari hastalıkların zuhur ve intişarına mâni
ı olmak üzere münasip fasılalarla umumî mebaninin, nakil vasıtalarının, otel, han ve her nevi temaşa yerleri ve saire gibi içtima
yerlerinin veya lüzum görülecek sair müessesatın neşir ve ilân
edilecek şartlar dahilinde tathir ve tephirine ve hastalık nakleden haşerat ve hayvanatı itlaf etmeğe Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâleti mezundur.
Madde 85 — Müstamel elbise ev eşyası ve sairenin fennen
tathir edilmeden satılması memnudur.
Madde 86 — İçinde sari ve salgın hastalıklardan biri
çıkan binalarla bitişik binalar sahipleri hastalığın izalesine
hadim ve yayılmasına mâni olmak üzere sıhhiye memurlarının
\ gösterecekleri sıhhî mahzurları ıslaha mecburdurlar. Sahipleri
Sayıfa : 8900 (Resmî Gazete) 6 MAYI S 1930
yapmazsa Hükümet veya. belediyelerce yapılıp, masarifi, maliye
memurlarınca tahsili emval kanununa tevfikan tahsil olunur.
Madde 87 — Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletince 57
inci maddede zikredilen hastalıkların her birine karşı yapılacak
mücadele tedbirlerini ve tamirat’ve tephirat ve itlafı haşerat
ve hayvanat usullerini ve tathirata tâbi binalar ve eşya ve
sairenin ne zamanlarda ve ne suretle tephir ve tathir edileceklerini mübeyyin bir nizamname neşrolunur.
Madde 88 — Türkiye dahilinde her fert çiçek aşısı ile
mükerreren aşılanmağa mecburdur. Bu aşının, icrası tarzı ve
vesikaların ne suretle ita olunacağı ve aşılarının fennen geri
bırakılması icap eden kimseler 87 inci maddede yazılan nizamnamede zikredilir.
Madde 89 — Türkiye hudutları dahilinde doğan her çocuk
doğumu takip eden ilk dört ay zarfında aşılanır. Çocuğun
peder ve validesi aşı mecburiyetinin ifa edilmesinden ayni
suretle mes’ulduriar. Ebeveyni olmayan çocuklar veya ebeveyni
nezdinde bulunmayan çocuklar için çocuğu bakmak üzere kabul
eden şahıslar veya müesseseler müdürleri mes’ulduriar.
Madde 90 — Otuz yaşına kadar olan her şahıs çiçek
asisini beş senede bir tekrar ettirmeğe mecburdur. Çiçek salgını vukuunda sıhhat memurları tarafından lüzum görülecek
bütün eşhasa çiçek aşısı tatbiki mecburidir.
Madde 91 — Çiçek aşısı Hükümetçe hazırlanır ve meccanen tevzi ve tatbik olunur.
Madde 92 — Askerî makamlar, askerî hizmetlerini ifa
esnasında ve kanunen muayyen olan müddetlerde askerlerin
çiçek aşılarını muntazaman ifaya mecburdurlar.
Madde 93 — Ticarî ve sınaî bütün müesseseler sahipleri
müstahdemlerini kendi vesaitile kanunun gösterdiği müddetlerde
çiçek aşısı ile aşılamağa mecburdurlar.
Madde 94 — Kanunî mühlet zarfında mükerreren aşılandığını vesikalarla ispat edemıyenlerin Devlet, belediye hizmetlerinde veya hususî ve umumî ticaret ve sanayi müesseselerinde, büyük çiftliklerde istihdamı veya mekteplere kabulü
memnudur.
Madde 95 — Sari hastalıklara karşı kullanılan her nevi
serom ve aşılar Hükümet tarafından ihzar edilir. Hariçten
getirilenlerin Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletince tayin
olunan vasıf ve şartlan haiz olmaları mecburidir. Dahilde
beşerî serom ve aşı imali Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletinin müsaadesine ve murakabesine tâbidir Bu müesseselerin
vasıfları ve şartları vekâletçe tayin olunur.
Madde 96 — Kuduz aşısı ihzar ve tatbiki için iktiza eden
müesseseler Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletince veya onun
müsaade ve murakabesi altında resmî teşkilâtı tarafından açılır
ve aşı meccanen tatbik olunur.
ÜÇÜNCÜ FASI L
Sıtma ile mücadele
Madde 97 — Sıtmalı olduğu Sıhhat ve İçtimaî Muavenet
Vekâletince neşir ve ilân edilecek mahallerde sıtmanın her
türlü şekillerinin 58,59,60,61 inci maddelerde musarrah olduğu
veçhile ihbarı mecburidir.
Madde 98 — Sıtma mücadelesi, hususî kanununa ve talimatnamelerine tevfikan icra olunur. Askerî makamlar Sıhhat
Vekâletince kabul edilen esaslar dahilinde askerî kıtaat ve
teşkilâtta sıtma mücadelesi yaparlar ve yapılan tedbirleri sıtma
mücadele reislerine veya sıhhat müdürlüklerine bildirirler.
DÜRDÜNCÜ FASI L
Trahom ile mücadele
Madde 99 — Ahalisinin büyük bir kısmının trahom hastalığına müptelâ olduğu tahakkuk eden mahallerde Sıhhat ve
İçtimaî Muavenet Vekâleti tarafından mücadele heyetleri teşkil
edilir ve iktiza eden müesseseler açılır. Buralarda hastalığın
tedavisi için hastalar üzerinde yapılacak bütün tedbirler ve
ameliyeler meccanen icra olunur.
Madde 100 — Trahomlu olduğu Vekâletçe neşrü ilân edilecek mahallerde trahom hastalığının ve ihtilâflarının 58,59,60,61
inci maddelerde tasrih edildiği üzere ihbarı mecburidir.
Madde 101 — Trahom mücadele mıntakalarında teşkil edilecek heyetler bütün ahaliyi muayene ve tescile ve trahoma
müptela olduğu anlaşılan hastaları tedavi maksadı ile müessese-
‘ lere celbe ve iktiza eden tedaviyi tatbika salâhiyettardır.
! Madde 102 — Gerek trahom mücadele mıntakalarında ve
> gerekse memleketin sair aksamında trahomun sari devresine
musap olan hastaların bu devre devam ettiği müddetçe mektep, fabrika, imalâthane veya sair resmî, hususî müessesata
devamları menolunur. Trahom mücadele mıntakalarındaki çocukların tedrisatı için Sıhhat ve Maarif Vekâletlerince müştereken hususî tedbirler ittihaz olunur.
Askerî makamlar Sıhhat Vekâletince kabul edilen esaslar
dahilinde askeri kıtaat ve teşkilâtta trahom mücadelesi yaparlar
ve yapılan tedbirleri mahallerindeki sıhhat memurlarına bildij rirler.
BEŞİNCİ FASİL
Zührevî hastalıklarla mücadele
Madde 103 — Vücudun hangi kısmında ve ne şekilde teI zahür ederse etsin frengi, belsoğukluğu ve yumşak şankre
müptetlâ her şahıs kendisini Türkiyede san’at icrasına mezun
bir tabibe tedavi ettirmeğe mecburdur. Çocukları tedavi ettirmek mecburiyeti ana ve babalarına veya bu çocuklara bakan
, ve himaye eden kimselerle müesses’ere racidir.
\ Madde 104 — San’atını icra eden her tabip her ay nihayetinde protokol defterlerindeki kayitlara nazaran o ay zarfında
1
kendilerine müracaat eden frengili hastaların ismini, yaşını ve
, hastalığının devrini, evvelce bir tabip tarafından tedavi edilip
edilmediğini Sıhhat ve İçt imaî Muavenet Vekâletine b.ldirmek
üzere bulunduğu mıntakanın Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Müdürlüğüne yazı ile bildirir. Mahrem olarak alınacak bu ihbaratı
ifşa eden memurlar hakkında Devletin mahrem kayitlarını ifşa
ve vazifei memuriyetini sui istimal etmenin istilzam ettiği müca-
| zat tayin olunur.
Madde 105 — Frengi ve belsoğukluğu ve yumşak şankr
I müptelâları bütün resmî sıhhat müesseselerinde veya Hükümet
i ve belediye tabipleri tarafından parasız tedavi edilir.
1 Madde 106 — Zührevî hastalıklardan birile musap olduğundan şüphe ve bu hastalıkları etrafına neşrü tamim ettiğini den endişe edilen kimseleri muayeneye sevk ve sıhhî hallerine
, dair birere rapor talep etmeğe alâkadar sıhhat ve içtimaî mu-
, avenet müdürleri ve Hükümet tabipleri mezundurlar. Bu gibi
ı şahıslar arzu ettikleri takdirde kendilerini hususî bir tabibe muI ayene ettirerek ondan alacakları raporu ibraz edebilirler. Bu hu1
susta imzasız ve aderessiz ihbarat mesmu olamaz.
Madde 107 – – Zührevî bir hastalığa müptelâ olduğu tahakkuk ederek hastalığı etrafına neşir ve sirayet ettirdiğinden
şüphe edilen kimseler cebren tedaviye sevk olunabileceği gibi
, hastalığın sirayetine mâni olmak üzere bir hastanede tecrit ve
tedavi altına alınabilir. Bu hususta kuvvei cebriye istimali dahi
caizdir.
Madde 108 — Zührevî hastalıklardan birine musap hastalardan biri tedaviyi ikmal etmeden ortadan kaybolduğu takdirj de tedavi eden tabibi, mıntakası sıhhat ve içtimaî muavenet
müdürlüğüne yazı ile malûmat vermeğe mecburdur. Sıhhat müdürleri tedaviden ayrılan bu hastanın diğer bir tabip tarafından
veya herhangi resmî müessesede tedavi edilip edilmediğini
icap ederse bizzat hastanın kendisinden izahat alarak tahkika
ve tedavi edilmediği tahakkuk edenleri 107 inci madde mucibince tedaviye şevke mezundur.
Madde 109 — He r tabip tedavi altında bulunan zührevî
hastalıklar musaplarının ellerine bu hastalığın tehlikesini ve sirayet yollarını bildirecek, numunesi Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletince tespit edilmiş bir ( vesayayi sıhhiye varakası )
vermeğe mecburdur. Hasta çocuk olduğu takdirde bu izahat
ve vesaya varakası hastanın ana ve babasına olmazsa sair ya-
, kınına verilir.
6 MAYI S 1930 (Resmî Gazete) Sayıfa: 8901
Madde 110 — Zührevî hastalıklardan birine duçar olduğunu bildiği veya görünüşe nazaran veyahut tedavisi altında bulunduğu tabiplerinin izahatile bu hastalıklardan birine müptelâ
olduğnnu bilmesi lâzım geldiği halde hastalığı bir diğerine
sirayet ettirenler hakkında bu kanunda mezkûr mücazat tatbik
olunur. Takibat için alâkadarın şikâyeti lâzımdır. Hastalığın
zuhurundan itibaren altı ay hitamında müruru zamana tâbi olur.
Frengili bir çocuğun frengiye musap olduğunu bildiği halde
salim bir süt anneye emzirtmek memnudur.
Madde 111 — Ahalisinden bir kısmının frengiye musap
olduğu anlaşılan veya şüphe edilen mıntakalarda Sıhhat ve
İçtimaî Muavenet Vekâleti tarafından mücadele heyetleri teşkil
ve lâzım gelen müesseseler açılır.
Madde 112 — Frengi mücadele heyetleri, mmtakaiarı dahilinde bütün ahaliyi muayene ve tescile ve frengiye müptelâ
olduğu anlaşılan hastaları tedavi maksadıle müesseselere celp
ve iktiza eden müdavatı tatbika salâhiyetrardırlar.
Askerî kıt’alarla teşkilâtta zührevî hdstalıklarla mücadele
askerî makamlarca temin olunur. Sirayet devresinde zührevî
hastalıklar musapları fennî usulle tedavi edilmedikçe terhis
edilmez. Askerlik esnasında frengili olduğu tespit edilenlerin
künye defterleri, gördükleri tedavi tarzı hakkındaki malûmat
ile beraber Müdataai Milliye Vekâletince Sıhhat Vekâletine
gönderilir.
ALTINC I FASI L
Veremle mücadele
Madde 113 — Akciğer ve hançere vereminin her sari şekline musap olanlarla veremin herhangi serirî şekline musap
olarak vefat edenlerin isim ve adreslerile ihbarı mecburidir.
Musaplar sekiz gün ve vefatlar yirmi dört saat zarfında hastalığı veya ölümü teşhis ve tespit eden her tabip tarafından en
yakın sıhhiye dairesine şifahen veya tahriren ihbar edilir.
Madde 114 — Veremli hastanın ikametgâh değiştirmesi
halinde nakilden haberdar olan tabip derakap keyfiyeti ve nakledilecek mahalli evvelce hastayı haber verdiği sıhhiye deiresine
ihbara mecburdur.
Madde 115 — Hastanelerde, doğum evlerinde, hapisanelerde, sair resmî veya hususî müessesatı sıhhiye ve hayriyedeki
bütün veremli hastalarla buralarda vukua gelen verem vefiyatı
yirmi dört saat zarfında o müessesenin müdürü tarafından
ihbar edilir.
Askerî kıtaat ve teşkilâtta tedavi edilen veya vefat eden
veremliler buralardaki askerî tabipler tarafından ve mensup
oldukları kumandanlıklar vasıtasile alâkadar sıhhat makamlarına
ihbar olunur.
Madde 116 — Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletince
kuşat edilen verem dispanserlerinin mevcut olduğu mahallerde
verem musaplarının doğrudan doğruya dispanser tababetine
ihbar edilmesi vekâletçe neşrü ilân edilir.
Madde 117 — Resmî bakteriyoloji laboratuarları veremlilere
ait olup tabipler tarafından gönderilen maddeleri meccanen
muayene ve neticesini gönderen tabiplere iş’ar ederler.
Madde 118 — Hükümet veya belediye tabiplerinin veya
tabibi müdavilerinin talebi üzerine veremlilerin ikametgâhları
ve eşyaları meccanen tathir ve tephir olunur.
Madde 119 — Sari şekilde verem hastalığına musap olduğu tebeyyün eden ve etrafında bulunan kimseleri intana
duçar edeceğinden şüphe olunan hastaları hastane veya sair
bir müessesede tecrit veya tedaviye evya meslek ve san’atları
dölayısile küçük çocukları verem intanına duçar edecekleri
tahakkuk edenleri meslek ve san’atlarını icradan men’e Sıhhat
ve İçtimaî Muaveret Vekâleti salâ’niyettardır.
Madde 120 — Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâleti fennen
lüzum göreceği eşhasa veremden vikayeye matuf tedbirleri
tatbika mezundur.
Madde 121 — Veremle mücadele cemiyetlerine ait müesseselerde bu cemiyetler tarafından tatbik edilen mücadele tedbirleri Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletinin murakabesine
tâbidir.
‘ YEDİNCİ FASI L
i Geçen fasıllar arasında müşterek hükümler
Madde 122 — Evlenecek erkek ve kadınlar evlenmeden
evvel tıbbî muayeneye tâbidir. Bu muayenenin sureti icrası ve
teferruatı hakkında Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletince
bir nizamname neşrolunur.
Madde 123 — Frengi, bel soğukluğu ve yumşak şankr
ve cüzama ve bir marazı akliye müptelâ olanların evlenmesi
ı memnudur. Bu hastalıklar usulü dairesinde tedavi edilip sirayet
tehlikesi geçtiğine veya şifa bulduğuna dair tabip raporu ibraz
olunmadıkça musapların nikâhları aktolunmaz.
! Madde 124 — İlerlemiş sari vereme musap olanların nikâhı
i altı ay tehir olunur. Bu müddet zarfında salâh eseri görülmezse
, bu müddet a’tı ay daha temdit edilir. Bu müddet hitamında
alâkadar tabipler her iki tarafa bu hastalığın tehlikesini ve
evlenmenin mazarratını bildirmeğe mecburdur.
Madde 125 — Süt annelik yapacak kadınlar zührevî
hastalıklarla sari vereme ve cüzama musap olmadıklarını
müsbit tabip raporları alırlar. Raporlar her altı ayda bir tecdit
olunur. Bu raporu olmıyan kadınların süt annelik etmesi ve
rapor talep etmeden herhangi bir kadının süt anneliğe kabul
edilmesi memnudur. Resmî tabipler süt annelik edecek kadınları meccanen muayene ve raporlarını ita ederler.
Madde 126 — Yenilecek ve içilecek şeyler satan veya
veren veyahut taharet ve nezafete müteallik san’atlar ifa edenler her üç ayda bir kendilerini muayene ettirerek bir sıhhî
rapor almağa mecburdurlar. Bunlardan devrei sirayette frengi
! ve sari verem ve cüzama müptelâ olanlarla halkın istikrah ve
I nefretini mucip bir cilt hastalığına duçar olanlar san’atlarını
icradan menolunurlar.
Madde 127 — 126 ıncı maddede zikrolunan sıhhî muayene
meccanen belediye tabipleri tarafından yapılır. Belediye tabipleri bulunmayan yerlerde-bu vazife hükümet tabipleri taralından
icra olunur. Mahallî belediyelerince hangi meslek ve san’at
‘erbabının muayeneye tâbi olduğu 266 ıncı maddede zikredilen
I nizamnameye dereolunur.
ÜÇÜNCÜ BAP
Umumî kadınlar hakkında ahkâm
Madde 128 — Sıhhat ve İçtimaî Muavenet ve Dahiliye
Vekâletleri müştereken bir nizamname neşrederek umumî
kadınlar ve evlerin tâbi olacakları hükümler ve bu fuhuş
yüzünden intişar eden hastalıkların ve bilhassa zührevî hastalıkların sirayetine mâni olacak tedbirleri tesbit ve yine müştereken tatbik ederler. Umumî kadınlarla umumî evler ve bunlara benzer mahaller bu nizamnamede tarif ve tahdit olunacaktır.
Madde 129 — Fuhşu, san’at ve maişet vasıtası ittihaz
| eden kadınlardan zührevî hastalıkların her türlü eşkâline,
! cüzam, cerp, empetigo, entertrigo, müterakki verem veya
! Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletinin fennen lüzum göreceği
sair hastalıklara musap olanların san’atlarının icrasına icap
ederse kuvvei cebriye istimali ile mümanaat olunur. Bunlar
lüzum görülürse bir müesesede tecrit ve tedavi edilir.
Madde 130 — Umumî evlerde her nevi ispirtolu içkilerin
istihlâki memnudur.
Madde 131 — Fuhuş sebebile intişar eden hastalıklara
karşı tedbir ittihazı masarifi belediyelere aittir. Bu husus için
umumî evler sahiplerinden 128 inci maddede zikredilen nizamnamede gösterilecek bir ücret alınabilirse de umumî kadınlardan şahsan her nevi resim veya ücret cibayeti usulü mülgadır.
Madde 132 — Umumî kadınlara müteallik gerek ahlâkî
ve gerek intizamı umumî noktai nazarından yapılacak takibat
| ve sagirlerin fuhuş telkinatından vikayesi mahsus kanunlarına
, tevfikan ait olduğu daireler tarafından icra olunur.
Sayıfa: 8902 (Resmî Gazete) 6 MAYI S 1930
DÖRDÜNCÜ BAP
Muhacerete ait sıhhî işler
Madde 133 — Türkiyede tavattun etmek üzere topluca ve
kafile halinde gelen ecnebi tabiiyetindeki şahıslar veya tabiiyetini
terkederek Türkiye tâbiiyetine dahil olmak isteyen muhacirler
Sıhhat ve İçtimaî Muavenet ve Dahiliye Vekâletlerince müştereken tayin edilecek hudut kapılarından veya limanlarından |
memlekete dahil olurlar. Türkiyede azamî üç ay kalmak veya
tavattun etmek isteyen ecnebilerle tâbiiyetini terkederek Türk
tâbiiyetini kabul etmek isteyen şahıslar münferiden veya bir
aile halinde geldikleri takdirde her taraftan memlekete dahil
olabilirler.
Madde 134 — 57 inci maddede zikredilen sari ve salgın
hastalıklardan veya zührevî hastalıklardan birine musap olanlar,
cüzam, trahom ve Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletince
tayin olunacak hastalıklardan birine duçar olanların ve mecnun- \
ların ve fuhuşla melûf kadınların 133 üncü maddede mezkûr
kimseler meyanında memlekete girmesi memnudur. ] Madde 135 — 134 üncü maddedeki memnuiyete ait istisnalar ve bütün muhacirlere’ veya tavattun etmek üzre gelen
ecnebilere tatbik edilececek sıhhî tedbirler ve bunların iskân
edilecekleri mahallere kadar sevk ve murakabeleri tarzları
Sıhhat ve İçtimaî Muavenet ve Dahiliye Vekâletlerince müştereken tesbit olunur. ,
Madde 136 — 134 üncü maddede zikredilen hastalıklardan ı
birine musap olan şahısları getiren gemiler ve şimendifer idareleri bunları tekrar getirdikleri yerlere iadeye veya sıhhat
memurları tarafından müşahede, tecrit ve tedavi altına alınmak !
üzere bu memurlar tarafından gösterilecek mahalle kadar sevka
mecburdurlar. Bu husustaki masarif bu nakil vasıtaları idare- i
lerine aittir. ‘
Madde 137 — Ecnebî memleketlerden gelen her vapur
kaptanı sıhhî muamele esnasında hudutlar ve sahiller sıhhat
memurlarına limana çıkacak yolcuların ve kara ile ihtilât edecek taifenin ve topluca ve kafile halinde Türkiyeye gelmek 1
üzere bulunan eşhasın isimlerini bildiren bir liste verecek ve
!
bunların içinde hasta mevcut olduğu takdirde gemi tabibinin
tasdikile musap olduğu veya musabiyetinden şüphe edildiği
hastalık bildirilecektir.
Madde 138 — Topluca ve kafile halinde muhacir nakleden \
türk ve ecnebi gemilerin hükümetlerince musaddak bir tabibi
ve hastalık ve müstacel ahvalde kullanmağa mahsus ecza ve ı
tıbbî levazımı olmalıdır. Vapurların her tarafı ve bilhassa muhacirlerin bulunduğu mahaller gayet temiz ve sıhhî şeraiti haiz
olacak ve muhacirler hava şedaidinden mahfuz olarak
nakledilecektir.
BEŞİNCİ BAP
Gemiler, demiryolları ve sair nakliyat vasıtaları
sıhhî işleri
I
Madde 139 — Yolcu taşıyan türk gemilerinde hususî kanunda gösterilen şartlar dahilinde istihdam edilecek tabiplerin
Türkiyede san’at icrasına mezun ve Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletince tasdik edilmiş olması lâzımdır. Bu tabipler j
gemi tapipliğine tayin olunmak için bu bapta neşredilecek talimatnameye tevfikan Vekâletçe bir imtihana tâbi tutulurlar ve
imtihanda muvaffak olanlara gemi tabipliği vazifesini ifa ede- ‘
bileceklerini mübeyyin bir vesika verilir.
Madde 140 — 139 uncu maddede zikredilen vesikayı hâmil
olmayan tabiplerin gemi tabipliklerinde istihdamı memnudur.
Madde 141 — Yolcu gemilerinde bulunması lâzım gelen
ilâç ve tıbbî levazım ile hasta tedavisi için tefrik edilen mahal- j
ler ve bu gemilerin şerait ve yolcu mahallerinin sıhhî vasıfları
ve izdihama mâni olacak ve yolcuların selâmet ve emniyetini
temin eyleyecek tedbirler Sıhhat ve İçtimaî Muavenet ve İktisat ;
Vekâletlerince müştereken bir nizamname ile tesbit olunur. j
Madde 142 — Gemi tabipleri, gemi dahilindeki mürettebat
İle üçüncü sınıf yolcuları ve deniz tutması, kaza veya sari has- I
talik vukuunda diğer sınıf yolcuları meccanen tedaviye mecburdur.
Madde 143 — Gemi tabipleri musaddak bir defter tutarak
her seferdeki sıhhî vak’aları hastalananların esami ve hastalıklarını ve yapılan tedaviyi umumiyetle geminin sıhhî hallerini
kayit ve imza ve kaptana tasdik ettirir. Bu defter seferden
mebde limanına avdette orada sahiller sıhhî işlerine nezaretle
mükellef memurlara ibraz olunur.
Madde 144 — Gemi tabibi memleketi sari ve salgın hastalıklardan korunmağa matuf tedbirleri teshil ve bu hususta ait
olduğu makamlarca verilecek emirler ve talimatın icrası ile
mükelleftir.
Madde 145 Gerek uzun sefer yapan ve gerekse limanlar dahilinde veya kısa mesafeler içinde veya nehirlerde işleyen
her nevi merakip, sahiller sıhhî işlerine nezaretle mükellef memurlar tarafından murakabeye tâbidir. Gemilerin kaptanları veya reisleri sari ve salgın hastalıkların zuhuruna mâni olmak
üzere gerek gemilerde ve gerekse mürettebata tatbikına bu
makamlarca lüzum gösterilecek tedbirlere riayetle mükelleftir.
Madde 146 — Demiryolu, tramvay, otobüs ve omnibüs
gibi umumî nakil vasıtaları vagon ve arabalarında sari ve salgın hastalıkların intikal ve sirayetine mâni olmak üzere takbikına sıhhî memurlarca lüzum gösterilecek tedbirlerin ifasına,
bu nakil vasıtaları idareleri mecburdurlar. Şahıslara ait ve fakat
umumî nakil işlerinde kullanılan vasıtalar sahipleri dahi ayni
mecburiyete tabidirler.
Madde 147 — Sari ve salgın hastalıklara müptelâ şahıslar
ancak sıhhat memurlarının müsaadesi ile ve bu husustaki kaidelere riayet etmek şarti ile umumî nakil vasıtaları ile naklolunabilir. Müsaadesiz umumî nakil vasıtaları ile sari hastalık musaplarının nakli memnudur.
Madde 148 — Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletince görülecek lüzum üzerine sari ve salgın hastalıkların zuhur ettiği
mahallerden gelen yolcu ve eşyanın muayenesi için şimendifer
istasyolannda muayene mevkileri tesis olunur.
Madde 149 — Şimendifer idarelerince büyük demiryolu
istasyonlarında ve yolcu katarlarında kaza ve müstacel hastalık
vak’alarında istimal edilecek levazım ve mevaddı tıbbiyenin hazır bulundurulması mecburidir.
Madde 150 — Gemi süvarileri ve çarkçı ve dümencileri,
demiryolu makinistleri, otomobil ve otobüs şoförleri veya lüzum
görülecek sair vesaiti nakliye müstahdemininin hizmete duhulden evvel bedenî, aklî, ruhî ve basarî, üznî muayenelerinin icrasına müteallik olmak üzere hususî hükümler vazedilecek ve bu
muayenelere tâbi olmadan hiç bir şahıs bu gibi hizmetlere kabul edilmeyecektir. Bu muayeneler resmî sıhhat müesseseleri
tarafından meccanen yapılır.
ALTINCI BAP
Çocuk hıfzıssıhhası
BİRİNCİ FASI L
Çocukluk ve gençlik koruması
Madde 151 — Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâleti küçük
çocuk hıfzıssıhhası ve bunlarda görülen vefiyatın azaltılması
için lâzım gelen müesseseler açarak idare eder ve çocuk hıfzıssıhhası faydalarının halk arasında intişar ve tatbikini teshil
edecek tedbirleri ittihaz eyler.
Madde 152 — İlkaha mâni veya çocuk düşürmeğe vasıta
olup Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletince tayin olunacak
alât ve levazımın ithal ve satışı memnudur. Bunların tababette
müstamel envai Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletinin tayin
edeceği şartlar dairesinde ithal edilir ve eczanelerde reçete ile
satılır.
Madde 153 — Devletin resmî müesseselerinde doğum yardımı meccanidir. Sıhhî ahvali daha fazla kalmayı istilzam etmeyen vakayide lohusaların doğumdan sonra müesseselerde bir
hafta alıkonulması mecburidir.
Madde 154 — Hükümet ve belediye tabipleri ve ebeleri fakir kadınların doğurmasında meccanen yardıma mecburdurlar.
6 MAYI S 1930 ( Resmî Gazete ) Sayıfa : 8903
Madde 155 — Kendis i ve çocuğunun sıhhati için bir zarar
husule getirmeyeceği bir tabip tarafından tahriren tasdik edilmedikçe kadınların doğumlarından mukaddem üç hafta ve doğurmasını müteakip yine üç hafta zarfında fabrika, imalâthane
ve umumî ve hususî müesseselerde çalışması ve çalıştırılması
memnudur.
Madde 156 — Bu kanunun neşrinden sonra berhayat çocuğu altı veya altıdan fazlaya baliğ olan kadınlara Devletçe mükâfatı nakdiye verilmesi için her sene Sıhhat ve İçtimaî Muavenet
Vekâleti bütçesinde bir faslı mahsus açılır. Arz u edenlere nakdî
mükâfat yerine ihdas edilecek bir madalya verilir. Bu kanunun
neşri tarihinde berhayat altı veya daha ziyade çocuğu olan kadınlara dahi bu madalya verilir.
Madde 157 — Sütninelik edecek kadınlar kendi çocuklarının yedi aylıktan fazla olduğuna dair resmî vesikalar ibraz etmedkleıi ve kâfi emzirme kabiliyeti mevcut olmadığı takdirde
sütninelik etmelerine müsaade edilmez. Süt annenin çocuğu
yedi aylıktan küçük olduğu halde bunun başka kadın tarafından emzirildiği ispat olunmak lâzımdır. Bu vesikalar süt annelerin 125 inci maddede gösterilen muayenesi esnasında talep
edilir.
Madde 158 — Yed i yaşından aşağı olan metruk, öksüz veya babası ve anası hayatta çocukları gerek para ile ve gerek
parasız kabul ederek bakan resmî ve hususî bütün müesseseler Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletinin murakabe ve teftişine bağlıdır. Bu tarzdaki müesseselerin küşadı, sahipleri tarafından Vekâlete ihbar olunur.
Madde 159 — Nezdine yedi yaşından aşağı çocukları para
mukabilinde bakmak üzere alan eşhasın evvelâ mahallî belediyesinden müsaadei mahsusa alması mecburidir. Belediye heyeti
sıhhiyesince bu gibi eşhasın ikametgâhı ve sair şartlan muvafık görüldüğü tasdik edilmeden bu müsaade ita edilmez. Bu gibi
eşhasın ikametgâhları da 158 inci maddede bahsedilen teftişe
tâbidir.
Madde 160 — Kabul ettikleri çocukların sıhhat ve hayatlarını muhafaza için lâzım gelen vasıtah r noksan olur veya çocukların sıhhat ve hayatını duçarı tehlike eden mahzurlar mevcut bulunursa 158 ve 159 uncu maddelerde zikredilen müesseseler ve şahıslar, sıhhat memurlarının tahr’rî ihtarlarile bu noksanlar ve mahzurları izaleye mecburdurlar. Bu ihtarları on beş gün zarfında
icra ettirmeyenlerin çocukları nezdlerinde bulundurmalarına müsaade edilmez ve müesseseleri kapatılır.
Madde 161 — Metruk çocukları altı yaşını ikmal edinceye
kadar mahallî belediyeleri, belediye olmayan yerlerde köy heyeti
ihtiyariyeleri himayeye mecburdurlar. Hususî müesseseleri olmayan yerlerde belediyeler bu çocukları icap ederse bir ücret mukabilinde bakılmak ve büyütülmek üzere aileler nezdine verirler.
Altı yaşından sonra bu çocukların himayesi ve tahsil ettirilmesi Maarif Vekâletince deruhde olunur.
Madde 162 — Nüfusu on binden fazla olan mahallerde belediyeler bir « Süt çocuğu muayene ve müşavere evi » tesis
ederler. Bu müesseselerin vasıf ve şartlan ve vazifeleri Sıhhat
Vekâletince tayin olunur. Nüfusu kırk binden fazla olan mahallerde bunlara merbut olmak üzere bir « Süt damlası » tesis edilir.
Nüfusu yüz binden fazla olan mahallerde bu müesseseler ihtiyaca göre tezyit olunur.
Madde 163 — Bilûmum mekteplerin bina ve sıhhî şarttan
ve sari salgın hastalıklardan vikayeleri hususları Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletinin murakabesi altındadır. Yalnız talebenin
şahıslarına ait sıhhî murakabe bu mekteplerin tâbi oldukları
makamlar, cemiyetler veya şahıslar tarafından ifa edilir.
Madde 164 — Alelûmum mekteplerde muayyen fasılalarla
talebenin beden, ruh ve göz ve kulaklarına ait muayeneler mekteplerin hususî tabipleri tarafından icra ve her ta’el eye mahsus
ayrı kayit varakalarına tesbit olunur.
Madde 165 — O n yaşından aşağı çocuğun babas’, anası
veya öksüz olanlarda sair hısımları tarafından hayat ve sıhhati
ve ahlâkını tehlikeye maruz bırakacak fena muameleye, teşviklere veya cebre duçar olduğu takdirde bunların belediye veya
Devlet m’iesstseler na kabul edilmek üzere nezdinde bulunduğu
kimselerden ayrılması caizdir.
Madde 166 — O n iki yaşından aşağı çocukların yanlarında
ebeveyni veya velileri olduğu halde dahi meyhanelere girmesi
ve on sekiz yaşından aşağı gençlere her nevi ispirtolu içki verilmesi veya satılması memnudur.»
Madde 167 — O n iki yaşından aşağı çacukların, sinema ve
tiyatro ve dans salonu ve bar gibi mahallere getirilmesi ve
kabul edilmesi memnudur. A’tı yaşından yukarı olanların gündüzün terbiyevî veya hususî mahiyette olan smema veya tiyatrolara getirilmesine müsaade olunabilir.
Madde 168 — He r şeh’r ve kasaba belediyeleri o şehir ve
kasabanın vüs’at ve nüfusunun aded ne göre icap eden büyüklükte küçük çocukların temiz hava almasına mahsus bir veya
müteaddit/ bahçeler ve spor meydanları vücude getirmeğe
mecburdurlar.
Madde 169 — Ki z liselerinde ve orta ta
lerinde mektep idarelerince münasip görülecek sınıflarda talebeye
fennî çocuk bakımı usulleri nazarî ve amelî surette öğretilmek
| üzere haftada lâekal bir saatlik mahsus bir dîrs kuşat olunur.
İKİNCİ FASI L
S ü t hakkınd a
Madde 170 — He r ne şekilde olursa olsun süt ticareti
1
yapanlar veya satılmak üzere süt istihsal edenler mahallî bele-
; diyesinden bir müsaade almak mecburiyetindedirler.
Müsaade vermek için belediyelerce memurini sıhhiye vasıtasile süt istihsaline mahsus mahallin şart ve vasıfları veya süt
satacakların vasıtaları ve levazımı teftiş ve tetk k olunur.
Hayvanların sağlık zabıtası hakkındaki kanunun 43 üncü
maddesi hükmü mahfuzdur.
Madde 171 — Sütlerin nevileri ve vasıfları ve süt mamulâtının istihsaline ve satışına mahsus mahallerin ve levazımın
sıhhî şartları Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâleti ile İktisat
Vekâletince müştereken tesbit ve belediye emirleri şeklinde
neşrolunur.
Madde 172 — 170 inci maddede zikredilen müsaade istihsal mahallerinin emirlere muvafık şariları haiz olmaması veya
satış vasıta ve levazımının noksanı sebebile reddolunacağı gib
verilmiş olan müsaade bu nizamlara muhalif vaziyet hudusünda
geri alınabilir.
YEDİNCİ BAP
işçiler hıfzıssıhhası
Madde 173 — O n iki yaşından aşağı bütün çocukların
i fabrika ve imalâthane gibi her türlü san’at müesseselerile maden işlerinde amele ve çırak olarak istihdamı memnudur.
O n iki yaş ile on altı arasında, bulunan kız ve erkek çocukj 1ar günde azamî sekiz saatten fazla çalıştırılamaz.
Madde 174 — O n iki yaş ile on altı yaş arasında bu’unan
çocukların saat yirmiden sonra gece çalışmaları memnudur.
Madde 175 — Bütün amele için gece hizmetlerile yer
altında icrası lâzımgelen işler 24 saatte sekiz saatten fazla
devam edemez.
Madde 176 — Mahallî belediyelerince bar, kabare, dans
salonları, kahve, gazino ve hamamlarda on sekiz yaşından
aşağı çocukların istihdamı menohrnur.
Madde 177 — Gebe kadınlar doğumlarından evvel üç ay
zarfında çocuğunun ve kendisinin sıhhatine zarar veren ağır
hizmetlerde kullanılamaz. Doğurduktan sonra 155 inci
maddede tayin edilen muayyen müddet istirahatını müteakip
işe başhyan emzikli kadınlara ilk altı ay zarfında çocuğunu
emzirmek üzere mesai zamanlarında yarımşar saatlik iki fasıla
verilir.
Madde 178 — He r nevi san’at müesseseleri ve maden
ocakları ve inşaat yerleri dahilinde veya yakınında ispirtolu
meşrubat satışı veya umumî evler açılması memnudur.
Madde 179 — Aşağıdaki mevaddı ihtiva eylemek üzere
işçilerin sıhhatini korumak için İktisat ve Sıhhat ve İçtimaî
Muavenet Vekâletleri tarafından müştereken bir nizamname
yapılır.
Sayıfa: 8904 ( Resmî Gazete ) 6 MAYI S 1930
1 – İş mahallerinin ve bunlara ait ikametgâh ve saire gibi
müştemilâtm haiz olması lâzımgelen sıhhî vasıf ve şartlar.
2 – İş mahallerinde kullanılan alât ve edevat, makineler ve
iptidaî maddeler yüzünden zuhuru melhuz kaza, sari veya
meslekî hastalıkların zuhuruna mâni tedabir ve vesait.
Kadınlarla 12 den 16 yaşına kadar çocukların istihdamı
memnu olan sıhhate mugayir ve muhataralı işlerin neden ibaret
olduğu iş kanununda tasrih edilecektir.
Madde 180 — Devamlı olarak en az elli işçi çalıştıran
bütün iş sahipleri, işçilerinin sıhhî ahvaline bakmak üzere, bir
veya müteaddit tabibin sıhhî murakabesini temine ve hastalarını tedaviye mecburdur. Büyük müessesatta veya kaza ihtimali çok olan işlerde tabip daimî olarak iş mahallerinde yahut
civarında bulunur. Hastanesi olmayan mahallerde veya şehirler
ve kasabalar haricinde bulunan yerlerdeki iş müesseseleri bir
hasta odası ve ilk yardım vasıtalarını ihzar ederler. Yüzden
beş yüze kadar daimî amelesi olan müesseseler bir revir
mahalli ve beş yüzden yukarı amelesi olanlar yüz kişiye bir
yatak hesabile hastane açmağa mecburdurlar.
SEKİZİNCİ BAP
Yenilecek ve içilecek şeyler ile kullanılacak
bazı maddeler
Madde 181 — Bütün gıda maddelerile umumî sıhhate
taallûk edip 182 inci maddede envai zikredilen eşya ve levazım,
Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletinin teftiş ve murakabesine
tâbidir. Belediye teşekkül etmiş olan mahallerde bu murakabe
vekâletin bu kanun dairesinde ıstar edeceği nizamnamelerle
talimatlara tevfikan belediye tarafından ve belediyelerin bulunmadığı yerlerde vekâlet sıhhî teşkilâtına mensup memurlar
tarafından icra edilir.
Madde 182 — Bu kanunda zikredilen gıda maddelerinden
maksat, olduğu gibi veya herhangi bir muameleye tâbi kılındıktan sonra insanlar tarafından ne şekil ve ne surette olursa
olsun yenilip içilmeğe mahsus maddelerdir. Hastalıkların tedavisinde kullanılan mevad hususî hükümlere tâbidir.
Madde 183 – Umumun istimaline mahsus olupta murakabeye tâbi olan eşya ve levazım aşağıda sayılanlardan
ibarettir:
1 – Gıda maddelerinin istihsali, ihzarı ve vezni ve muhafazası ve şevki için kullanılan bilûmum eşya ve zarflar.
2 – Cilt, saç, tırnakların temizlenmesi, boyanması ve
güzelleştirilmesi için kullanılan maddeler ve bütün sabunlar.
3 – Oyuncaklar, duvar kâğıtları, mumlar ve sun’î nebatat.
4 – Gıda maddelerine karıştırmağa mahsus boyalar.
5 – Umumun istimaline mahsus ve yukarıda zikredilen
maddelere benzer mahiyettz olup İcra Vekilleri Heyetince
tayin ve ilân edilecek maddeler.
Madde 184 — Bütün yenilecek, içilecek şeyleri, bunları
yiyen ve içenin sıhhatini hafif veya ağır surette bozacak şekilde
istihsal, imal ve muhafaza ve ticarete sevketmek veya tağşiş,
taklit veya tağyir etmek ve yahut bu nev’i gıda maddelerini
satılığa çıkarmak, satmak üzere nezdinde bulundurmak ve
satmak memnudur.
Madde 185 — 183 üncü maddede zikredilen eşya ve
levazımı bunların gerek evsaf ve terkibi ve gerekse hezafetsizliği dolayısile kullananların sıhhatini az veya çok ihlâl edecek
surette muhafaza veya sevketmek veya bu nev’i eşya ve levazımı satmak üzere nezdinde bulundurmak, satılığa çıkarmak
veya satmak ve yahut gıda maddelerine ait olduğu herkesçe
malûm ve üzerinde buna dair alâmet mevcut bulunan kaplar
derununa muzır ve zehirli maddeler koyarak satılığa çıkarmak
memnudur.
Madde 186 — Halkı aldatmak üzere gıda maddelerini ve
183 üncü maddenin ikinci fıkrasında mezkûr eşyayı taklit veya
tağşiş etmek veya mahlûtluğunu ve bunun nisbetini bildirmeyerek taklit veyahut mağşuş gıda maddelerini satmak üzere
nezdinde bulundurmak, satılığa çıkarmak ve satmak memnudur.
Madde 187 — Gıda maddelerini yanlış unvan ve vasıflarla
veya halkın aldanmasını mucip olabilecek alâmetlerle ticarete
çıkarmak, satmak üzere nezdinde bulundurmak ve satmak
memnudur.
Madde 188 — Boyalarla muzadı taaffün maddeleri gıda
maddelerine karıştırmak veya bu nev’i şeyler karışmış gıda
maddelerini satılığa çıkarmak, satmak ve satmak üzere nezdinde bulundurmak memnudur. Sıhhat ve İçtimaî Muavenet
Vekâletince bu nev’i boyalar ve muzadi taaffün maddelerden
zararsız olanların ne gibi şeylere ve ne miktarda ilâve edilebileceğini ve boyalarla muhafaza maddelerine ilâvesi memnu
olan gıdaları mübeyyin bir liste neşrolunur.
Madde 189 — Gıda maddelerini tağşiş ve taklide yarıyan
maddelerin ithal ve satışını men’e veya bunların ithal, imal ve
satışı hakkında bazı kayitler vaz’ına Sıhhat ve İçtimaî Mua ­
venet Vekâletinin teklifi ile İcra Vekilleri Heyeti salâhiyettardır.
Madde 190 — Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletinin
göstereceği lüzum üzerine bazı nevi gıda maddeleri veya kaplar üzerine türkçe lisanile bunları imal veya ticarete sevkedenlerin ismi ve yapıldığı tarih ve evsafı ve envai ve sıklet veya
adedi yazılmak mecburidir.
Madde 191 — Gıda maddelerinin ihzar veya imal ve muhafaza edildiği veya bunların ambalajı yapıldığı ve satıldığı
mahaller ve nakledildiği vasıtalar sıhhî şartları haiz ve temiz
olmalıdır. Bu mahaller ayni zamanda ikamet ve sair beytî
ihtiyaçlar hususunda kullanılmayacağı gibi gıda maddelerinin
sıhhî vasıflarını herhangi bir suretle ihlâl edebilecek sair işlere
tahsis veya civarında sıhhate muzır yerler bulundurulması
memnudur. Böyle bir vaziyet hudusunda kanunî takibat yapılacağı gibi böyle yerlerde gıda maddeleri ihzar ve imal ve muhafaza edilmesine mümaneat olunur.
Madde 192 — Yenilecek içilecek şeylerle kullanılacak
eşy. nın murakabesile muvazzaf makamlara mensup memurlar
veya bunlar tarafından irae edilecek mütehassıslar, umuma
satılmağa mahsus yenilecek ve içilecek şeylerin istihsal, imal,
ihzar ve veznedildiği veya ambalajı yapıldığı veyahut satıldığı
ve kullanılacak eşya ve levazımın depo edildiği mahalleri ve bu
işlere mahsus alât ve vesaiti münhasıran iş zamanlarına tesadüf
etmek şartile teftiş ve muayene için numune almağa veya talep
etmeğe salâhiyettardır. Alınan numuneler teftiş edilen mahallin
sahibi veya vekili ve teftiş eden memur tarafından mühürlenerek bir kısmı orada bırakılır, bir kısmı tahlile gönderilir. Muhtelif işlerle iştigal eden ticaret erbabına ait mahallerde teftişat
I yalnız g,da maddelirile kullanılacak eşya ve levazımın bulunduğu mahalde yapılır.
Madde 193 — Safiyetinden şüphe edilerek tetkik ve tahlil
edilmek üzere numune alman gıda maddelerinden lüzumu görülenlerin nihayet bir hafta zarfında yapılacak tahlil neticesine
kadar satılmasına mümaneat olunur ve mühür altına alınabilir.
Madde 194 — Sokaklarda, pazar yerlerinde seyyar olarak
gıda maddeleri ve 183 üncü maddede zikredilen eşya ve levazımı satanların sattıkları eşya dahi teftişe tâbi olup bunlardan
lüzumuna göre numune alınabilir.
J Madde 195 — 192 inci maddede zikredilen mahallerin
sahipleri veya vekilleri veya bunlar namına işlere nezarete
eden memurlar veyahut umumî mahallerde gıda maddeleri ve
kullanılacak eşya satan seyyar esnaf alâkadar memurların teftişlerini ve numune almalarını kolaylaştırmağa ve kendilerine
istedikleri izahatı vermeğe mecburdurlar.
Madde 196 — Teftiş yapan memurların vaki teftişlerine
ait olmak üzere merbut oldukları makamlara tevdi eyliyecekleri raporlarla kanuna muhalif hallerin ihbarı müstesna olmak
üzere teftişleri esnasında muttali oldukları malûmatı ve bazı
gıda maddelerinin ihzar tarzlarına dair san’at esrarını ifşa
eylemeleri memnudur.
Madde 197 — Bu kanunun meriyeti tarihinden itibaren
, beş sene zarfında her mahallin belediyesi o yerin ihtiyacına
muvafık vüs’atte Dahiliye ve Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletlerince evsaf ve şeraiti ile beraber yapılacak bir nizamnamenin göstereceği tiplerden birisini kabul ederek bir mezbaha
inşa ettirecek veya mevcut olanı bu esasa göre ıslah eyleyecektir.
6 MAYI S 1930 (Resmî Gazete) Sayıfa: 8905
Madde 198 — Hayvanların ve etlerin mezbahalarda muayeneleri hususî kanuna tevfikan yapılır.
Madde 199 — He r gıda maddesi ile bu kanunda zikredilen kullanılacak eşya ve levazımın ayrı ayrı hususî vasıflarını
ve bunların ne gibi ahvalde bozulmuş, taklit veya tağşiş
edilmiş addedilebileceğini ve tahlil için alınacak numune
miktarını gösterir bir nizamname Sıhhat ve İçtimaî Muavenet
Vekâletince tanzim olunacaktır.
DOKUZUNCU BAP
Maden suları ve kaplıcalar
Madde 200 — Türkiye Cumhuriyeti arazisi dahilinde bulunan her nevi maden suları ile kaplıcaları işletmek için hususî
hükümlerine tevfikan alınması lâzımgelen müsaade ile beraber
bu suların şifalı hassalarının Sıhhat ve içtimaî Muavenet Vekâleti tarafından tasdik edilmiş olması lâzımdır. Bu vekâletçe şifalı
hassaları veya tesisatının fenne muvafık olduğu tasdik edilmeyen
maden suları bu nam ve unvan ile ticarete çıkarılmayacağı
gibi kaplıcalara da tedavi maksadile eşhas kabul edilemez.
Madde 201 — İçmeğe mahsus maden suları ile yıkanmağa
mahsus her nevi sıcak, suğuk kaplıcaların işletilmesinden evvel
sahipleri veyahut bir şirket namına ise o şirketin idare meclisi
reisi tarafınaan bir istida ile Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletine müracaat edilir. Bu istidaya suyun işletilmesi için vekâleti aidesinden istihsal edilmiş ojan ruhsatname sureti ve mütehassıs bir mühendis tarafından yapılan menbaın nısıf kuturu
asgarî beş yüz metroluk bir daire dahilindeki etraf ve civarının
1/200 mikyasında bir haritasile beraber suyun hikemî vasıflarını
ve miktarını ve ne suretle bendedildiğini, mevcut veya mütesavver tesisatın şekil ve vasıflarını gösterir bir beyanname ve
bir de tahlil raporu leffolunur. Vekâletçe lüzum görüldüğü
takdirde mahsus memurlar vasıtasile sudan numune alınıp
Devlet müessesatında suyun tahlili tekrar icra ettirilir. Bu
husustaki masarif istida sahibine aittir. Hali hazırda mevcut
ve işletilmekte olan maden suları ve kaplıcalar da bu mecburiyete tabidirler. Bunların sahip veya müstecirleri kanunun
mer’iyeti tarihinden itibaren bir sene zarfında bu maddede
zikredilen vesikaları Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletine
tevdi ederler.
Madde 202 — Maden suları ve kaplıcalar sıhhî noktai
nazardan Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletinin murakabesi
altında olup bunlar her zaman teftişe tabidirler. Bu sanayi
sahip veya müstecirleri bu hususta her türlü kolaylığı göstermeğe mecburdurlar.
Madde 203 — İçilmeğe mahsus olarak hususî kaplar derununda ticarete çıkarılan maden suları derununa her nevi kimyevî maddeler veya suyun terkibine yabancı gazlar ilâvesi
memnudur. Maden suları derununda mevcut bazı gazların çoğaltılması için ayni cinsten sun’î gaz ilâve etmek caiz ise de
bunun evvelce Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletine ihbar
•edilmesi ve suyu havi kap’ar üzerine sun’î gaz ilâve edildiğinin aşikâr surette yazılması lâzımdır.
Madde 204 — Şifalı hassaları kabul edilmiş olan maden
sulan ve kaplıcaların etrafında bir himaye mıntakası tesisini
sahip veya mistecirleri talep edebilirler. Bunun için bir istida
^ve esbabı mucibe ve lâekal üç senedenberi tedavi maksadile
gelen kimselerin adedini bildiren bir beyanmame ile Sıhhat ve
içtimaî Muavenet Vekâletine müracaat olunur. İstida üzerine
Sıhhat ve İçtimaî Muavenet ve İktisat Vekâletleri müştereken
talebi tetkik ettikten başka mahallinde tefehhus ettirerek suyun
umumun menfaatına yarayıp yaramadığını tespit ve himaye
mıntakasının hududu tayin olunur. Bu himaye mıntakası dahilinde her nevi yer altı toprak ameliyatı ve sondaj icrası
memnudur.
Madde 205 — Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâleti tesisatın vüs’atine ve müracaat eden hastaların miktarına göre
havassı şifaiyeyi haiz içme ve kaplıca mahallerinde fennî hususattan da mes’ul olmak üzere vekâletçe ihtisası tasdikli bir
tabibin istihdamını sahip veya müstecir veyahut heyeti idaresind en talep edebilir. Bu takdirde görülecek lüzum üzerine daimî
veya tedavi mevsimine münhasır olmak üzere ihtiyaca göre
bir veya bir kaç tabip tayini mecburidir.
Madde 206 — Ecnebi memleketlerinden gelecek maden
suları için evvel emirde Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletinden
memlekete ithal için müsaade alınır. Vekâletçe ithaline müsaade edilmeyen maden sularının gümrüklerce geçirilmesine müsaade edilmez.
Madde 207 — Gerek dahilde imal ve gerekse hariçten
ithal olunan bütün sun’î maden suları ile gazlı sular üzerinde,
sun,î olduğuna dair alıcının görebileceği tarzda yazılmış bir
etiketin bulunması mecburidir. Bu nevi sun’î maden sularına
malik olmadıkları şifalı hassalar atıf ve isnat edilmek suretile
her çeşit reklâm icrası memnudur.
Madde 208 — Hududu dahilinde veya yakınında havassı
şifaiyesi ve umumun istifadesine yaradığı ait <_lduğu dairelerce
kabul ve tasdik edilen bir veya müteaddit madenî menbalar
veya kaplıcalar bulunan şehir ve kasabalar belediyelerinin talebi üzerine Sıhhat ve İçtimaî Muavenet ve Dahiliye ve İktisat
Vekâletlerince yapılacak tetkikat neticesinde o şehir, ve kasaba
içme veya kaplıca mahalli olarak ilân olunur.
Maddü 209 — İçme veya kaplıca mahalli olarak ilân edilen şehirler belediyesi mevsiminde içme veya kaplıcaya gelenlerden ikamet müddetine mahsus olmak üzere bir resim tahsiline salâhiyettardırlar. Bu resim hasılatı tamamen şehir ve kasabanın tezyin ve tedavi için gelen zairlerin istirahat esbabını ve
zevkini temin maksadına sarf ve tahsis olunnr. Resim miktarı
içme veya kaplıcanın mevkiine ve vaziyetine göre tayin ve Sıhhat
ve İçtimaî Muavenet \e Dahiliye ve İktisat Vekâletlerince müştereken tesbit ve İcra Vekilleri Heyeti karar ile tasvip olunur.
Madde 210 — 209 uncu maddedeki resim, içme veya kaplıca mahalli olarak ilân edilen şehir ve kasabada mütemekkin olmayıp mevsiminde buralara gelenlerden cibayet edilir. Harp
malûlleri ve mecruhları ve Hükümetçe meccanen tedavisine lüzum görülen hastalar ve fakirliği musaddak olanlar bu resimden
muaftırlar.
ONUNCU BAP
mezarlıklar, ölülerin defni, mezardan çıkarılması ve nakli
BİRİNCİ FASI L
Mezarlıklar ve ölülerin defni
; Madde 211 — Mezarlık ittihaz olunan yerlerden başka
yerlere ölü defni memnudur. Fevkalâde hallerde ve sıhhî mahzur mevcut olmadığı takdirde İcra Vekilleri Heyeti kararile muı ayyen ve malûm mezarlıklar haricinde ölü defnine müsaade
edilir.
Madde 212 — He r şehir ve kasaba belediyesi şehir ve
kasabanın haricinde ve meskenlerden kâfi miktar ozakta olmak
üzere şehir ve kasabanın nüfusuna ve senelik vefiyatı umumiyesine nisbetle lâzım gelen bir veya müteaddit mezarlık mahalli tesisine mecburdur. Mezarlık olmak üzere intihap edilecek
mahallerin toprağı, vasıfları ve civanndaki meskenler veya su
menbaları için sıhhî bir mahzur bulunup bulunmadığı ve mesahai sathiyesinin kifayeti sıhhiye memurlarınca tayin olunur.
Bu mezarlıkların tanzim ve eyi bir halde muhafazası mahallî
belediyelerine aittir. Mezarlıkların etrafı behemehal duvarlarla
tahdit edilir.
Madde 213 — Köyler için tesis edilecek mezarlık mahalleri
• bu köylerin merbut olduğu kaza kaymakamlarınca Hükümet ta-
‘ biplerinin mütaleası alınarak tayin olunur. Müteaddit ve yekdiğerine mücavir köyler için bir mezarlık mahalli tesis olunabilir. Köy mezarlıklarının eyi halde muhafazaları ihtiyar heyetlerine aittir.
Madde 214 — Fennî şartlan ve vasıfları haiz olmayan ve
sıhhî mahzurları görülen mevcut mezarlıklar hali üzerine terk
olunarak yeni mezarlıklar ihdas ve tesis edilir.
Madde 215 — Bu kanunun tarifi dahilinde defin ruhsatiyesi
i alınmadıkça ve ibraz olunmadıkça hiç bir cenazenin defni ca-
6 MAYI S 1930 (Resmî Gazete) Sayıfa : 8906
iz değildir. Ruhsatname’er mevtanın hüviyetini, adresim, bilindiği halde vefatın sebebini muhtevi olacak ve defnine ruhsat
verildiği sarahatla kaydedilecektir.
Madde 216 — Belediye tabipleri olan yerlerde defin ruhsatiyeleri bu tabipler tarafından, bulunmadığı takdirde Hükümet
tabipleri tarafından mevtanın muayenesinden sonra verilir. Ölümüne sebep olan hastalık esnasında tedavi eden tabibin verdiği ruhsatname resmî tabipler tarafından tasdik edilmek şartile muteberdir.
Madde 217 — Hükümet ve>a belediye tabipler icabı halinde
esbabı vefatı tayine medar olmak üzere tabibi müdavinin raporunu talep edebilirler. Tabibi müdavi er talep vukuunda bu
raporu vermeğe mecburdurlar.
Madde 218 — Bütün hastane ve sair sıhhî müesseselerde
ölenlere ait defin ruhsatiyeleri o müessesenin müdür ve baş
tabibi tarafından verilir ve usulü dairesinde resmî tabipler tarafından tasdik edilir. Kendine ait hususî mezarlığı olan müesseselerdeki ölülerin ismi ve hüviyeti, sebebi vefatile b rlikte
yirmi dört saat zarfında belediye dairesir.e bildirilir.
Madde 219 — Tabip bulunmayan yerlerde ölülerin muayeneleri küçük sıhhat memurları veya bu iş için yetiştirilmiş veya tavzif edilmiş memurin tarafından icra ve ruhsatnameleri verilir. Bunların bulunmadığı yerlerde defin ruı satiyesi
ya jandarma karakol kumandanları veya köy muhtarları tarafından ita olunur. Her şehir, kasaba veya köyde ölü muayenesi
yapacak ve defin ruhsatını verecek olanlar en büyük mülkiye
memuru tarafından tayin ve ilân olunur.
Madde 220 — He r belediye ve belediye olmayan yerlerde
defin ruhsatiyesi verenler nezdinde vefiyatın kayit ve zabtına
mahsus bir defter bulundurulacak ve bu deftere meyıtin ismi,
adresi, tarihi vefatı, malûm ise mevti intaç eden hastalık ve
defin ruhsatiyesi veren’n ismi kaydedilecektir. Bu malûmat her
ay nihayetinde toplanarak öbür ?yın on beşine kadar en yakın
Hükümet tabibi ve sıhhiye ıvu.ûiriyetine bildirilir ve sıhhat
daireleri tarafından da mahallî nüfus idarelerine ihbar olunur.
Madde 221 — Ölü muayene edenler veya defin ruhsatnamesi verenler vefat sebebinin kazaen veya bir sari hastalk neticesi olduğuna dair şüphe veya kanaat hasıl ettikleri takdirde
ait olduğu makamı haberdar etmeden defin ruhsatiyesi veı ermezler. Tabip olmıyan yerlerde sari hastalık şüphesıle vefat edenler için defin ruhsatiyesi verilip hâdiseden akabinde makamı
aidesine malûmat verilir.
Madde 222 — Her şehir ve kasabada cenazelerin bulunduğu mahalden mezarlığa kadar ne suretle nakledilecekleri
hakkında mahallî sıhhiye memurlarının mütaleası alınmak şartile
belediyelerce bir talimatname çıkarılır. Cenazelerin kolayca ve
usulü dairesinde nakline nezaret ve bu bapta lâzım gelen vasıtaların ihzarına belediyeler mecburdurlar. Umumî nakil vasaitinin cenaze nakline veya cenaze nakline mahsus vasıtaların sair hususlara tahsisi memnudur.
Madde 223 — Mezarlıklarda her mezara bir ölü defnolunur
ve mezarlıkların mebni olduğu arazinin tabiatına nazaren tayin
olunacak zaman mürur etmeden ayni mahalde ikinci bir ölünün
defnine ruhsat verilmez. Bu müddet beş seneden aşağı olmaz.
Mezarlıkların vüs’ati müsait olan mahallerde münasip bir mahal
ayrılarak istiyenlere aile mezarlığı olarak satılması caizdir.
Medde 224 — Ölülerin yakılması için fennî usulü dairesinde fırınlar yaptırmak istiyen belediyeler evvel emirde bu hususta Sıhhat ve içtimaî Muavenet Vekâletine müracaat ederek
hazırlattıkları projeleri tasdik ettirip müsaade aldıktan sonra
tesisata başlıyabılirler.
Madde 225 — Bir cesedi ihrak fırınlarında yaktırmak için
aşağıda yazılı vesikaların vücudu lâzımdır:
1 – Ölünün hastalığı esnasında tedavisile meşgul olmadığı
malûm ve sabit olan resmî bir tabip tarafından verilmiş olup
vefatını her hangi gayri tabiî bir sebepten mütevellit olmadığını bildiren bir rapor ve defin ruhsatiyesi.
2 – Cesedinin yakılmasını arzu ettiğini mübeyyin olup mevtanın hayatta iken yazdığı vesika veya bu hususta şifahen arzu izhar ettiğini işidenlerden lâekal üç zatın tahrirî şehadet ve
tasdikleri.
3 — Müteveffanın ö.ümünü mucip olan sebebin ‘> herhang
cinaî bir fiilden münbais olduğuna dair hiç bir şüphe mevcut
olmadığını bildiren ve mahallî polis idaresi tarafından verilen
vesika.
İşbu vesikalar ihraktan lâekal yirmi dör saat evvel mahallî
belediyesine ibraz olunarak alelûsul vefat defteri mahsusuna
işaret edildikten sonra ihrak müsaadesi verilir. Defnedilen
– ölülerin defninden sonra ihrak için kabirden çıkarılmalarına
müsaade edilmez.
1
Madde 226 — İhrak neticesi cesetten hasıl olan bakaya
ı hususî kaplar derununda mezarlık dahilinde bir daire’ mahsusada hıfzedilir.
İKİNCİ FASI L
Ölülerin çıkarılması ve nakli
| Madde 227 — Cesetlerin tamamile tahallül ve tefessühünI den evvel mezarlar açılarak ölülerin çıkarılması için behemeha
t mahallî belediyesinin müsaadesi alınmak lâzımdır. Bu hususta
sıhhat memurlarının mütaleası alınmalıdır. Adlî otopsiler bu
hükümden müstesnadır. Yalnız mahallî belediyesine keyfiyet
bildirilir.
Madde 228 — Bir ölünün gerek defninden evvel ve gerek
defninden sonra bir kasabadan diğerine nakli için vefat veya
defin mahalli olan şehir veya kasaba belediyesinin vesikası
• istihsal olunur. Bu vesikanın alınması için ölü henüz defnedilmemiş ise defnine ruhsat verildiğini mübeyyin vesikanın ibrazı
lâzım gelir. Defnedilmiş ölüler için evvelce vefiya hakkındaki
defteri mahsusuna işaret edilmiş olan kayitlerin bir sureti çıka-
| rıhr ve bundan başka her iki halde vefatın sebebi ile nakli
halinde sıhhî bir mahzur tevellüt etmiyeceğine dair tabibin
tasdiki iktiza eder.
1
Madde 229 — Kolera, veba, çiçek, şarbon, cüzam ve ru- -am illetlerinden vefat edenlerin nakli memnu olduğu gibi bunlardan defnedilmiş olanların vefatları tarihinden itibaren üç
sene ve 57 inci maddede zikredilen diğer hastalıklardan vefat
etmiş olanların da bir sene mürur etmeden mezarlarından çıkarılarak başka bir mahalle nakitleri de memnudur.
Madde 230 — Bir şehir ve kasabadan diğerine nakledilecek
ölülerin Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletince tertip edilerek
belediyelere tebliğ olunacak talimatnamede münderiç fennî
usuller dahilinde tabutlanması lâzımdır. Bu tarzda tabutlanmıyan
J öiülerin nakline mümanaat edilir.
Madde 231 — Şimendiferlerle nakledilecek ölüler 228 inc i
maddede gösterildiği surette müsaade alındıktan ve ölünün
ta budanmasının usulü fenniyesi veçhile yapıldığı tevsik olunduktan sonra şimendifer idaresine tes’im ve ancak seyri seri
ile naklolunur. Hava tarikile sevkedilecek ölüler için ayni surette muamele olunur.
Madde 232 — Uzun müddet devam edecek nakiller için[ veya sıc ik mevsimlerde, sıhhat memurları tarafından talep edildiği takdirde ölülerin tahnit edilmesi mecburidir.
1 Madde 233 — Deniz tarikile yapılacak o’ü nakliyatı için
evvelce ait olduğu makamdan istihsal edilen vesikalar ölünün
; gemiye tahmi’inden evvel bulunduğu limandaki Hudutlar ve
Sahiller Sıhhat Umum Müdürlüğünün memuruna veyahut hu- -dutlar ve sahiller sıhhat işlerine nezaret edenlere tasdik ettirilmelidir. Başka suretle ölülerin gemilere yükletilmesi memnudur.
Madde 234 — Ecnebi memleketlerinden getirilen ölülerin
nakline müsaade edildiğine ve bunun için sıhhî mahzur mevcut
olmadığına dair mahallî idareden verilip konsoloslarca tasdik
edilmiş vesika ibraz edilmedikçe bunların her ne tarikle gelirse
gelsin memlekete duhullerine müsaade edilmez.[ O N BİRİNCİ BAP
Şehir ve kasabalar hıfzıssıhhası
BİRİNCİ EASI L
İçilecek ve kullanılacak sular
Madde 235 — Hususî kanuna tavfikan belediyelerce idare
edilen sularla işletilmesi şirketlere bırakılan suların sıhhî husus-
6 MAYI S 1930 (Resmî Gazete) Sayıfa : 8907
lan Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletinin murakabesine tâbidir.
Madde 236 — içilmek ve kullanılmak için getirilecek suların fennen içilmesine müsaade edilecek evsafta olması şarttır.
Olmadığı takdirde bunların fennen icap ettiği surette temizlenmesine ve evsafının ıslahına belediyeler mecburdurlar.
Madde 237 — Şehir ve kasabalarda tevzi edilmek üzere
celbedilen su menbalannın etrafında behemehal bir himaye mıntakası tesis edilmelidir. Bu mmtakaların hudutları sıhhat memurları huzurile ihhsas erbaba tarafından menbaın gıda havzası
üzerinde tayin edilir.
Madde 238 — Himaye mıntakası olmak üzere menbalar
etrafında tayin ve tahdit edilen arazi belediye mıntakası haricinde de olsa belediye tarafından belediye istimlâk kanununa
tevfikan istimlâki mecburî olup bu arazinin mesken yapılmak,
ekilmek ve sair her hangi’ hususlar için istimali memnudur.
Madde 239 — Suları içilmeğe ve ev işlerinde kullanılmağa
mahsus hususî ve umumî kuyuların ve sarnıçların televvüs eyledikleri veya televvüse maruz bulundukları takdirde bunların
ıslahını takibe belediyeler mecburdurlar. Sahipleri tarafından
ıslah ve televvüs tehlikesi bertaraf edilmiyen kuyular masarifi
sahibinden Devlet emvali gibi tahsil edilmek üzere belediye
tarafından ıslah edilir.
Madde 240 — Umuma satılan menba suları mahallî belediyesinin sıhhî murakabesi altında bulunur. Bunlara ve bütün
içme suları nakliyatına ait kapların vasıfları ve bu kaplara
doldurma ve şevkleri tarzı belediyelerce tayin olunur. Menbaların sahipleri veya müstecirleri menbaların ve su nakledenler
suların televvüsten vikayesi için göster lecek tedbirleri tatbika
mecburdur.
Madde 241 — Sularının içilmesi fennen ve sıhhat için
tehlikeli olan menba, kuyu, çjşme ve saire gibi mahallere
belediyece o suyun mazarrattı olduğunu gösteren ve haricî
tesirler ile yazıları bozulmayan levhalar asılır.
Madde 242 — Dere, nehir ve çayların ve çeşmelerin
televvüsünü mucip tesisat yapılmasını veya eşhas tarafından
bu tarzda telvisat ikama mümaneat olunur. Fabrika sularının
fennî mahzurları tahakkuk eden yerlerde mazarratı izale edilmeden nehir ve derelere dökülmesi memnudur.
Madde 243 — Buz fabrikaları ve imalâthaneleri sıhhî murakabe altında bulunur. Buz imal edilecek sular behemehal
236 ıncı maddede zikredilen içme suları evsafını haiz olmalıdır.
İKİNCİ FASI L
Mecralar ve müzahrefat imhası
Madde 244 — Mahsus kanununa tevfikan belediyelerce
inşa ettirilmiş ve ettirilecek lâğım ve çirkef mecralarının fennî
mahzuru olmadığı kabul ve tasdik edilmedikçe dere, çay, nehirlere akıdılması memnudur. Fennî usul dairesinde mecralar
muhteviyatının imhası için kullanılacak sahaların meskenlerden
uzak olması ve bunların istimlâk edilerek başka suretle istimal
edilmemesi lâzımdır.
Madde 245 — Mecra inşası mümkün olmayan yerlerde
yapılacak çukurların fennî vasıf ve şartları Sıhhat ve İçtimaî
Muavenet Vekâletince tayin olunur. Bu çukurların muayyen
fasılalarla temizlenmesi için – belediyelerce münasip ve sıhhî
mahzurlardan salim tahliye ve nakil vasıtaları tedarik olunup
ücret mukabi inde halka tahsis edilir. Çukurlar muhteviyatının
dökülmesi için madde 244 de yazılı olduğu tarzda bir saha
tahsis edilmelidir. Beşerî mevaddı gaitanın her nevi sebze ve
saire zeriyatında gübre olarak istimali memnudur.
Madde 246 — Yirm i binden fazla nüfusu olan şehirlerde
umumî caddelerde veya belediyelerce tayin edilecek mıntakalar
içinde hayvan ahırı bulundurulması memnudur.
Madde 247 — Şehirler veya kasabalar belediye hudutları
dahilinde görülen hayvan leşlerinin ortadan kaldırılması ve
mazarratlarının izalesi belediyeye aittir. Köyler ve köyler civanndakiler köy ihtiyar heyetlerince gömülürler.
Madde 248 — Belediyesi olan her şehir ve kasabada sokakların
yıkanmak ve süpürülmek suretile temiz tutulması mecburidir.
Toplanan süprüntüler bunların etrafa yayılmasına ve dökülmesine
mâni olacak vasıtalarla nakledilerek şehir ve kasabanın vaziyetine göre en münasip olarak kabul edilen şekilde imha veya
ihrak edilir. Nüfusu eîli binden fazla olan şehirlerde bu süprüntüden istifade edilmek üzere lâzımgelen tesisat yapılır. Sokaklarda veya evler içinde süprüntü birikip kalmaması için
belediyelerce tedabir ittihaz olunur.
Madde 249 — Belediyelerce şehir ve kasaba dahilinde
telvisata meydan vermemek üzere münasip mahallerde fenne
muvafık şekilde aptes yerleri tesis ve mevcutları ıslah olunur.
Belediye teşkilâtı olmayan yerlerde bu mecburiyet köy ih’iyar
heyetlerine aittir. Cadde ve sokaklarda meskenler kurbünde ve
I belediyelerce tayin edilecek hudutlar dahilinde açıkta defihacet
etmek kat’î surette menedilir.
! ÜÇÜNCÜ FASI L
Meskenler
Madde 250 — Mahallî belediyelerin ruhsatı olmaksızın
, her nevi mesken ve umuma mahsus binalar inşası memnudur.
Müsaadenin istihsali için binanın projesi belediyeye tevdi edilir.
1
Bunlardan umuma mahsus binalara ait bu’unanlar hakkında
sıhhiye heyetinin mütaleası alındıktan ve meskenlere ait olanların Sıhhat Vekâleti tarafından tesbit edilecek, sıhhî şaıtiara
muvafık bulunduğu ve her nevi binanınki mevzu nizamlara da
uygun olduğu anlaşıldıktan sonra proje sahibine iade ve inşaI ata müsaade olunur. Bina sahipleri projelerin tevdiinden ilibaı ren nihayet yirmi gün zarfında bir cevap almadıkları takdirde
inşaata başlamakta muhtardırlar.
Madde 251 — Müsaade talep edilmeden veya teklif olunan sıhhî şartlar nazarı dikkate alınmadan inşaat yapıldığı
takdirde bu inşaatın itmamına ve itmam edilmiş ise sıhhî şartları veya müsaade muamelesini ikmal etmedikçe iskanına ve
istimaline mümaneat olunur.
Madde 252 — Yeni inşa edilerek sahibi oturacak veya
kiraya verilecek binaların ilk defa iskânından evvel içinde oturacaklar için sıhhî ve fennî mahzurları olduğu belediyelerce
tasdik edilmeden iskân ve icarı memnudur. Bu tasdik için binanın, aralarında bir sıhhat memuru da bulunduğu bir heyet
• tarafından tetkiki ve rapor verilmesi lâzımdır.
Madde 253 — Nüfusu elli binden fazla olan şehirlerde belediyeler ikâmetgâhların sıhhî şartlarını daima nazarı teftişte
, bulundurmak üzere bir meskenler idaresi tesisine mecburdurlar.
Bu idareler, azamî iki odayı havi evlerle daha büyük olmakla
beraber– kiraya verilen evleri, bekâr ikametgâhlarımı ve pansiyonları ve ameleye tahsis edilen veya odaları, bodrum ve
tavan aralarında bulunan ve icara verilen ikametgâhları teftiş
ve murakabe ederler.
Madde 254 — İnşaatı itmam edilmiş olsun veya olmasın
içinde oturanların veya komşularının sıhhatine veya hayalına
ehemmiyetli zarar vereceği anlaşılan meskenlerin ıslahına sahip-
. leri mecburdurlar. Bunun için meskenler idaresi olan yerlerde
\ bu idarelerin, mevcut bulunmayan mahallerde belediyenin sıhhat ve fen memurlarının verecekleri esbabı mucibeli raporlar
belediye reislerince vilâyetlerde valiye ve kazalarda kaymakamj lara tevdi edilir. Vali ve kaymakamlar esbabı mucibeli raporları mahallî hıfzıssıhha meclislerine tevdi ile karar talep eyler.
Madde 255 — Hıfzıssıhha meclislerince verilen karar beleI diyelerce zikredilen esbabı mucibeyi kabul ve tasvip eder veya
ret eyler mahiyette olsa da her iki halde bu kararlar Vilâyet
idare Heyetlerinin temyizen tasdikile muteber olur.
• Madde 256 — Sıhhî mahzurları görülen binaların sahipleri
belediyelerin esbabı mucibeli rapodarını görmeğe salâhiyettar oldukları gibi hıfzıssıhha meclisleri huzurunda beyanı
mütalea etmeğe veya vekilleri vasıtasile fikirlerini söyletmeğe
! mezundurlar. Bu husustaki müzakerattan, lâekal 15 gün evvel
binaların sahipleri keyfiyetten tahriren haberdar edilmelidir.
Madde 257 — Mahzurları görülen binaların hıfzıssıhha
meclisleri kararı ve Vilâyet İdare Heyetlerinin tasvibile takarrür
| eden tadilât, ıslahat veya tamirat icra edilmeden tamamen veya
| kısmen mesken olarak istimali memnudur. Etrafında bulunan-
Sayıfa : 8908 (Resmî Gazete) 6 MAYI S 1930
ların hayat ve sıhhati için tehlike iras eden binalar hakkında
da ayni suretle muamele icra edilir ve bu tehlikenin vukuu
yakın olduğu takdirde belediyelerce tehlikenin sür’atle izalesi
temin ve masarifi Devlet emvali gibi sahibinden tahsil olunur.
DÖRDÜNCÜ FASİL
Hanlar, oteller ve umumî mahaller
Madde 258 — Bütün oteller, hanlar ve misafirhanelerin
sıhhî şartları mecburi ve asgarî olarak ihtiva etmeleri lâzım
gelen müştemilâtı belediyelerce, belediye hudutları haricindeki
yerlerde vilâyet veya kaza sıhhat memurlarınca tayin ve murakabe edilir.
Madde 259 — Sıhhî şartlan haiz olmayan ve hastalıkların
intikaline vaşıta olduğu görülen otel, han ve sair misafirhaneler
her türlü mahzurdan salim bir surette ıslahı sabit oluncaya
kadar kapatılır.
Madde 260 — Otelcilik, hancılık edecek veya her hangi
suretle olursa olsun ücretle misafir kabul edecek olanlar hususî
müsaadeyi haiz olmalıdır. Bu müsaadeler belediye hudutları
dahilinde belediyelerce, bu hudutlar haricinde valiler veya
kaymakamlarca ita edilir. Müsaade verilmeden evvel bu mahallerin sıhhî mahzurlardan ari ve lâzım gelen şartları haiz olduğu
sıhhat memurlarınca da tesbit olunur.
Madde 261 — Bütün eğlence mahalleri, tiyatro, sinema,
bar ve gazino ve kahve ve emsali yerler ve halkın bir arada
toplanmasına mahsus sair umumî mahaller ve hamamlarda halkın sıhhatini vikaye ve selâmetini temin için riayeti lâzımgelen
tedbirler mahallî belediyelerce neşrü ilân olunur. Bu tedbirlere
kısmen veya tamamen riayet edilmiyen mahallerde her türlü
içtimalar memnudur.
BEŞİNCİ FASIL
Yeni tesis olunacak veya tevsi edilecek şehir
ve kasabalar
Madde 262 — Nüfusu yirmi bin veya daha ziyade olan
şehir ve kasabalar belediyeleri bu kanunun meriyeti tarihinden
itibaren üç sene zarfında şehir veya kasabanın tevsi ve ıslahı
için bir müstakbel şekil projesi tanzim etmeğe mecburdur.
Bu proje yeniden yapılacak veya ıslah edilecek sokakların
istikamet ve genişliğini, meydanların, umumî mahallerin, bahçelerin ve abidelerin yerlerini ve vaziyetlerini gösteren bir haritayi ve yapılacak tesisatın senelere taksim edilmiş olmak üzere
belediye meclisince tasdik edilmiş bir programı ihtiva etmelidir.
Madde 263 — Nüfusu yirmi binden az ve beş binden fazla olan şehir ve kasabalar belediyeleri de nüfusları her iki nüfus tahriri devresi arasında % 15 miktarında bir çoğalma gösterdikleri takdirde bu tarzda bir proje ihzarına mecbur oldukları gibi nüfusu her neye baliğ olursa olsun 228 inci maddede
yazılı olduğu veçhile içme veya kaplıca mahalli olarak kabul
edilen şehir ve kasabalarda bu projeyi tanzim ettirirler.
Madde 264 — Nüfusu her neye baliğ olursa olsun büyük
bir yangın, zelzele ve her hangi diğer bir afet sebebile veya
harp yüzünden büyük bir kısmı veya tamamı harap olan şehir
ve kasabalar belediyeleri, tabiî halin geri gelmesinden itibaren
en çok altı ay zarfında o şehir ve kasabanın yeniden tanzim
ve imari için bir plân ve proje tertibine mecburdurlar. Muvakkat ikametgâhlar müstesna olmak üzere bu plân ve projelerin
tanziminden evvel harp olan kısımlarda her türlü inşaat menolunur.
Madde 265 — Belediyelerce tanzim ettirilecek olan bu
plân ve projeler icabında tetkik edilmek üzere Dahiliye ve
Sıhhat ve içtimaî Muavenet Vekâletlerince talep edilebilir. Bu
takdirde bu vekaletlerce teklif edilecek tadilâtın kabulü mecburidir.
Madde 266 — He r şehir ve kasaba belediyesi bu kanunun
meriyeti tarihinden itibaren bir sene zarfında o şehir veya kasabanın ihtiyaçlarına göre bu kanunun gösterdiği sıhhî hususlara ait bir zabıta talimatnamesi tertip eder. Bu nizamname,
meskenlerin ihtiva etmeleri lâzım gelen asgarî müştemilâtı
umumî ve müşterek ikametgâhlardaki ikamet şeraitini, gıda
maddeleri satılan veya sair temizliğe müteallik işlerlerle iştigal
edilen mahallerin, han, otel, misafirhane, eğlence mahallenle
bütün umumî yerlerin sıhhî şartlarını ve umumiyetle şehrin
sıhhat ve temizliğine taallûk eden hususlara ait riayetleri lâzımgelen kaideleri ihtiva eder.
Madde 267 — Belediyelerin mensup oldukları vilâyetler
vasıtasile gönderecekleri sıhhî zabıta talimatnameleri Dahiliye
ve Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletince tetkik ve tasvip
edilmeden meriyete konulamaz.
Bu talimatnamede yapılacak esasa müteallik tadiller ayni
şartlara tâbidir.
ON İKİNCİ BAP
Gayri sıhhî müesseseler
Madde 268 — Civarında ikamet eden halkın sıhhat ve
istirahatini ihlâl eden müesseseler ve atelyeler bu kanunun
neşrinden itibaren, resmî müsaade istihsal edilmeksizin açılamaz.
Madde 269 — 268 inci maddede zikredilen müesseseler
ve atelyeler üç sınıfa tefrik olunur.
Birinci sınıf – Hususî meskenlerden behemehal uzak bulundurulmaları icap edenler.
İkinci sınıf – Hususî meskenlerden behemehal uzaklaştırılması icap etmemekle beraber müsaade verilmezden evvel
civarında ikamet edenlerin sıhhat ve istirahatleri üzerine gerek
tesisatları ve gerekse vaziyetleri itibarile bir mazarrat yapılmayacağına kanaat husulü için tetkikat yapılması iktiza eden
müesseseler.
Üçüncü sınıf – Meskenlerin yanında kalabilmekle beraber
yalnız sıhhî nezarete tâbi tutulması icap eden müesseselerdir.
Madde 270 — Bu kanuna müteferri olmak üzere bu üç
sınıf müessese ve atelyelerin bir listesi Sıhhat ve İçtimaî
Muavenet Vekâletince İktisat Vekâletinin de mütaleası alınmak
şartile tanzim olunur. Bu listede münderiç olmayan müessese
ve atelyelerin hangi sınıftan addedileceği badehu yine ayni
suretle tayin edilir.
Madde 271 — Birinci sınıf müesseselerin tesisi için ancak
Sıhhat ve içtimaî Muavenet Vekâletince müsaade olunur ve
iktisat Vekâletine malûmat verilir. Bu hususta müsaade almak
üzere müessesenin bulunduğu mahalde en büyük mülkiye
memuruna bir istida ile müracaat edilir. Bu istidaya müessesenin nev’i ne ile iştigal edeceği ve sair tafsilât kaydedilmelidir. Bu müracaat evrakı mahallî sıhhat memurlarının raporile
Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletine gönderilir. Vekâletçe
icabında yaptırılacak tetkikat ve tahkikattan sonra resmî
müsaade verilir.
Madde 272 — İkinci ve üçüncü sınıf müesseselerin tesisi
için mahallî sıhhat memurlarının muvafık raporları üzerine
mahallî en büyük mülkiye memurunca resmî müsaade verilir ve
Sıhhat ve İktisat Vekâletlerine bildirilir.
Madde 273 — Birinci sınıf müesseseler ve atelyeler civarında ve Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletince tasdik edilecek
mesafe dahilinde meskenler veya insanların ikametine mahsus
sair mahallerin bulunması memnudur.
Madde 274 — Bu Kanunun neşri tarihinde mevcut olup
civarında mukim halkın sıhhat ve istirahatlerini ihlâl eylediği
mahallî sıhhat memurlarının raporu ve Vilâyet İdare Heyetinin
tasvibi ile tebeyyün eden birinci sınıfa dahil müesseselerin
İktisat ve Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletleri kararile nakli
ve sahibinin mümaneatı halinde seddi caizdir.
Madde 275 — Birinci sınıfa dahil bulunan müessese ve
atelyelerden işbu kanundan evvel tesis edilmiş olanlar başka
bir mahalle naklettikleri veya faaliyetlerini altı ay müddetle
tatil eyledikleri takdirde yeniden tesis edilecek müessese mahiyetinde telâkki edilerek müsaade istihsali lâzım gelir.
6 MAYI S 1930 (Resmî Gazete) Sayıfa : 8909
ON ÜÇÜNCÜ BAP
Sıhhî istatistik ve coğrafya ve propaganda
Madde 276 — Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletine ait
istatistik hizmetleri aşağıda gösterilmiştir :
1 – Doğum, evlenme, ölüm ve ölüm sebepleri.
2 – Kara , deniz, hava tarikleri üzerinde yapılan sıhhî
tedbirler.
3 – Hastane, dispanser, sanatoryomlardaki ve sair tedavi
müesseselerindeki hastalar, ve zaiflar, hali nekahette bulunanlar.
4 – Sari ve istilâî hastalıklar.
5 – Meslek hastalıkları. 6 – Memleketin sıhhî coğrafyasına ait malûmat.
7 – Sıhhî ve içtimaî hizmetlere taallûk edip Yüksek Sıhhat
Şûrası tarafından tayin edilecek sair mesail. Madde 277 — Devlete ait hava rasat müesseseleri Sıhhat
Vekâletinin tıbbî ve sıhhî istatistik ve coğrafya tanzimi için
icap eden her nevi malûmatı itaya mecburdurlar. Madde 278 — Devlet umumî istatistik dairesi her ay niha­ yetinde 276 ıncı maddede zikredilen hususlara müteallik olup
ittılâ hasıl eylediği ihsaî malûmatı Sıhhat ve İçtimaî Muavenet
Vekâletine verir. Madde 279 — Bilûmum hususî hastaneler, sanatoryomlar, dispanserler müdürleri Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletince
talep edilecek istatistikleri muayyen mühletler dahilinde verme­ ğe mecburdurlar. Madde 280 — Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâleti sari ve
salgın hastalıklardan korunma, çocuk büyütme ve sıhhî şartlar dairesinde yaşama gibi sıhhî meseleler hakkında halkı tenvir
için kitap, levha, risale neşreder, sıhhî propaganda müessesatı yapar ve konfranslar verdirir ve her nevi sinema filimleri gösterir. Bu gibi hizmetler meccanidir. İcabı takdirinde lâzım gelen vasıtaları haiz seyyar sıhhî propaganda kolları teşkil olunur. Madde 281 — Bütün mekteplerde en son ilmî müktese- bata tevfikan hıfzıssıhha dersi tedrisatı mecburidir. Bu dersler mütehassıs zat tarafından tedris ve programlan Maarif Vekâletile Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâleti tarafından müştere­ ken tesbit olunur.
ON DÖRDÜNCÜ BAP
Ceza hükümleri
Madde 282 — İşbu Kanunda yazılı olan memnuiyetlere muhalif hareket edenler veya mecburiyetlere riayet etmeyenler hakkında kanunda ayrıca bir ceza hükmü gösterilmediği ve
fiilleri Türk Cez a Kanunu itibarile daha ağır cezayı istilzam
eylemediği halde beş liradan elli liraya kadar hafif para cezası ve üç günden bir aya kadar hafif hapis cezası verilir. Madde 283 — Bu Kanunda yazılı belediye vazifelerine
taallûk edip 266 ıncı maddede gösterilen sıhhî zabıta nizam­ namesinde mezkûr memnuiyetlere muhalif hareket edenlerle mecburiyetlere riayet etmeyenler, 16 nisan 1340 tarih ve 486
numaralı kanun mucibince cezalandırılır. Madde 284 — 66 ve 67 inci maddelerde zikredildiği üzere
sari hastalıklar hakkında tetkikatta bulunmağa salâhiyettar memurlara muhalefet eden kimseler Cez a Kanununun 263 üncü
maddesi mucibince cezalandırılır. Madde 285 — 77 inci maddede yazılı memnuiyete rağ­ men laboratuarlarında kolera ve veba ve ruam kültürleri bulunduranlar yüz liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezasile
tecziye edilirler ve bu kültürler müsadere ve imha edilir. Madde 286 — Tathir ve tephir edilmeden satılığa çıkarılan 85 inci maddede yazılı eşyaya vazıyet ve tathiratı icra ve bu hizmetten mütevellit bütün masarif sahibinden tahsil olun­ duktan sonra iade olunur. Madde 287 — 101 inci maddede zikredilen tedbirlere mu­ halefet edenler veya tedaviye icabet etmeyenler hakkında Cez a Kanununun 526 ıncı maddesi tatbik olunur.
ON BEŞİNCİ BAP
Umumî hükümler
Madde 303 — Bu Kanunda zikredilen sıhhat memurları;
Devlet, belediye ve idarei hususiye işlerinde kullanılan tabipler ve Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletinin lüzum göreceği ve mezuniyet vereceği hususlarda tabiplerin maiyyetinde bulunan
küçük sıhhat memurlarıdır.
Madde 296 — 185 inci maddedeki memnuiyet hilâfına hareket edenler Cez a Kanununun 396 ıncı maddesi mucibince
cezalandırılır. Madde 297 — 186 ve 187 inci maddelerde zikredilen fiilleri
irtikâp edenler Cez a Kanununun 398 inci maddesi ve 187 inci
maddedeki fiilleri yapanlar 363 üncü maddesi mucibince
cezalandırılır. Madde 298 — 205 inci maddedeki mecburiyete riayet
edilmeyen mahaller mahkemelerce muvakkaten ve mecburiyet
ifa edilinceye kadar seddedilir. Madde 299 — 215 inci maddede zikredilen defin ruhsati­ yesi olmadan cenaze defneden mezar bekçileri veya ölü sahipleri Cez a Kanununun 526 ıncı maddesi mucibince cezalandırılır. Madde 300 — 227 inci maddede zikredilen istisna haricin­ de lâzım gelen müsaadeyi almadan herhangi suretle olursa olsun mezarları açanlar altı aydan bir seneye kadar hapsedilir. Madde 301 — Müsaadesiz bir şehir ve kasabadan diğerine ölü nakledenler hakkında Cez a Kanununun 526 ıncı maddesi
hükmü tatbik olunur. Madde 302 — Belediyelerce 252 inci maddeye tevfikan
sıhhî mahzuru olmadığı tasdik edilmeden sahip oldukları binaları
iskân ettirenler veya icara verenlerden yüz liradan beşyüz liraya kadar ağır cezayi nakdî alınır veya bir senelik bedeli icarının
iki misli cezaen tahsil olunur.
Madde 288 — 103 üncü maddede zikredilen mecburiyete
riayet etmediği tebeyyün edenler 3 aydan aşağı olmamak üzere hapis cezasına veya 550 liraya kadar ağır para cezasına mah­ kûm edilirler. Madde 289 — 109 uncu maddedeki mecburiyete riayet
etmiyen tabipler yüz liraya kadar hafif para cezası ile cezalan­ dırılırlar. Madde 290 — 110 uncu maddede yazılı cürümleri irtikâp
edenler hakkında ceza kanununun 459 uncu maddesi hükümleri
tatbik olunur. Frengili bir çocuk frengiye musap olduğu bildirilmeyerek salim bir süt anneye verilir ve süt anne frengiye duçar olursa faili hakkında ayni ceza verilir. Madde 291 — 112 inci maddede gösterilen tedbirlere riayet
etmeyen ve tedaviye icabet eylemeyenler Cez a Kanununun 526 ıncı maddesi hükmünce cezalandırılır. Madde 292 — 137 inci maddede gösterilen mecburiyete
riayet etmeyen gemi süvarileri 500 numaralı Rüsumu Sıhhiye Kanunu mucibince ve para cezası ile cezalandırılır. Madde 293 — 138 inci maddedeki şeraite muvafık olma­ yan gemilerin kaptanları 500 numaralı Rüsumu Sıhhiye Kanu­ nunda münderiç cezayi nakdilerin on misli alınmak suretile
cezalandırılır. Madde 294 — Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletile İktisat Vekâleti tarafından 141 inci maddede gösterildiği veçhile müştereken tesbit edilen nizamnamede münderiç levazım ve
sâireyi bulundurmayan ve yolcuların selâmet ve emniyetini
temin eyliyeçek tedbirlere riayet etmeyen gemi sahip veya
süvarilerinden yüz liradan beş yüz liraya kadar ağır cezayi
nakdî alınır ve bu levazım ikmal edilinceye kadar gemilerin
seyrü seferine mümaneat olunur. Madde 295 — 179 uncu maddede zikredilen nizamname
ile Sıhhat ve İçtimaî Muavenet ve İktisat Vekâletlerince müştereken tesbit edilen tedbirlere riayet etmeyen iş sahipleri beş
yüz liraya kadar ağır cezayi nakdî ile cezalandırılır bu yüz­ den şahsî veya umumî zarar hasıl olduğu takdirde ahkâmı umumiye mucibince takibatı kanuniye ifa edilir.
Sayıfa : 8910 (Resmî Gazete) 6 MAYI S 1930
Madde 304 — Bu Kanunda zikredilen nizamname, talimatname ve saire kanunun mer’iyeti tarihinden itibaren bir sene
zarfında tertip ve ikmal olunur. Elyevm mevcut ve ayni işlere
müteallik nizamname ve talimatnamenin hükümleri bu kanun hükümlerine tearuz etmedikçe yenileri neşredilinceye kadar muteberdir.
Madde 305 — İşbu Kanunda yazılı resmî vazifeleri ve muameleleri yapacak olan Hükümet ve belediye hekimleri ile
küçük sıhhiye memurları veya bunların makamına kaim olacak
sair memurlar bu muamelelerden dolayı hiç bir sebep ile alâkadarlardan ücret alamazlar.
Madde 306 — Bu Kanunun mer’iyeti tarihinden itibaren 28
haziran 1300 tarihli ceraimi sıhhiye kanunu ve 1316 tarihli
mamulâlı dahiliyeden olan sade yağlarının muhafazai safiyetine
dair nizamname ve 1323 tarihli aşı nizamnamesi ve 31 mart
1336 tarihli emrazv sariye ve istilâiye nizamnamesi ve 25 ağustos 1330 tarihli tifo aşısının lüzum görülecek mahallerde tatbikinin mecburî olduğuna dair kararname ve 1 haziran 1331 tarihli Kastamonu vilâyeti ve Bolu sancağı frengi mücadele teşkilâtı sıhhiyesi hakkındaki nizamname ve 30 eylül 1331 tarihli
kolera aşısının lüzum görülecek mahallerde tatbiki mecburî
olduğuna dair olan irade ve 4 nisan 1333 tarihli sakarinin
gümrüklerden imrarı hakkındaki kanun ve 5 şubat 1337 tarihli
ve 90 numamarah frenginin men ve tahdidi sirayeti hakk ndaki
kanun ve 26 şuhat 1927 tarihli emrazı sariye ve istilâiye nizam-
! namesine ilâve edilen ahkâm hakkındaki kanun hükümleri mül-
‘ gadir.
! Madde 307 — Şubat 1331 tarihli Sıhhiye Nezareti teşkilâtına ait kanunla teşkil edilmiş olan Meclisi Âlii Sıhhî mülgadır.
Muhtelif kanunlarla bu meclise verilmiş olan vazifeler Yüksek
Sıhhat Şûrası tarafından ifa kılınır.
Madde 308 — Bu Kanun neşri tarihinden itibaren altı ay
sonra mer’idir.
Madde 309 — Bu Kanun hükümlerinin icrasına İcra Vekilleri Heyeti memurdur.
İLÂNLA R
DEVLE T DEMİRYOLLARI İLÂNI ! kikat ve muhakeme icrasına karar verilmiş ve Mustafa oğlu Al i
. . . ıııı – . f ı R | Z a v e
^bdülkerim oğlu Necati Efendiler bu hususta şahit
Ankara istasyonunda yapılacak parke yol inşası ve tefemi- 0 , ara k ; gtim a sdüm i v e mahkem e d e hükü m der ecesine gelmiş
atının pazarlığı 15/5/930 perşembe gurıu saat 15 te Devlet | o!duğunda n Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 406 ıncı
Demiryolları malzeme dairesinde yapılacaktır. j maddes i muci binc e ilânen tebligat icrasına ve muhakemenin
Talipler 1200 liralık teminatlarüe müracaat etmelidir. 25 haziran 1930 çarşamba günü saat 14 e talikine kan:r verilŞartname iki lira mukabilinde Umumî İdare veznesinden | miş olduğundan vakti muayyeninde Ankara Mahkemei Asliye
tedarik edebilir. j Birinci Hukuk Dairesinde hazır bulunmanız aksi takdirde hakkınızda gıyaben hüküm verileceği tebliğ makamına kaim olmak
„ ! üzere ilân olunur.
Ticaret İşleri Umum Müdürlüğünden:
Esas mukavelenamesi mahallî kanunlarına göre tanzim edilerek usulen tescil kılınan ve 30 ikinciteşrin 930 tarihli kanun ,
hükümlerine göre tescili istenen Amerika tâbiiyetli ve on beş
bin dolar sermayeli (Vestern eltktrik kompini nir ist) şirketinin
vekâlete veril n evrakı tetkik olunarak muvafık görülmüştür.
Bu evrak arasındaki umumî vekâletnameye göre şirket namına 1
yapacağı işlerden doğacak davalarda bütün mahkemelerde dava
eden, edilen ve üçüncü şahıs sıfatlarile hazır bulunmağa salâhiyettar olarak tayin olunan umumî vekil Müsyö „ Lan^ig S. Vil –
yams „ dır.
Keyfiyet mezkûr kanunun yedinci maddesine tevfikan ij%ı
olunur. ı
Ankara Mahkemei Aslîye Birinci Hukuk Dairesi Riyasetinden:
Ankarada Dışhisarda Demirhrka mahallesi imamı ve Diya ­
net İşleri Heyeti Müşavire Mümeyyizi Al i Rıza Efendinin beş
numaralı hanasinde mukime İsmet Hanım tarafına: j
Kocanız Kâzim Efendi tarafından aleyhinize ikame olunan
boşanma davasından dolayı istidanın bir sureti on gün zarfında j
cevap vermeniz için ikametgâhınıza berayı tebliğ gönderilmiş
ise de ikametgâhınızda bulunmadığınızdan bilatebliğ mübaşir |
tarafından iade ve mahalle heyeti ihtiyariyesi tarafından muta i
ilmühaberde ikametgâhınızda bulunmadığınız anlaşılmış ve ilânen I
istida suretinin tebliğına karar verilmiş ve ilânen tebligat icra
edildiği halde ispatı vücut etmediğiniz gibi cevap dahi vermemiş
olduğunuzdan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 398 inci
maddesi mucibince gıyaben tahkikat icrasına ve 400 ve 401 inci ‘
maddeleri mucibince gıyap kararı da ilânen tebliğ edildiği j
halde yine muhakemede bulunmadığınız cihetle gıyabınızda tah- ,
Ankara Numune Hastanesi Baştabipliğinden:
1080 kıye yağ 35 kıye çay _
2200 » şeker 100 k. zeylin yağı
1600 sabun 400 yy un
800 soda 14000 adet yumurta
600 tj soğan 5000 yy limon
10500 kilo süt 28200 kilo birinci ekmek
8700 rr yoğurt 300 ton kok kömürü
9500 kıye koyun eti 3500 kıye benzin
1500 kuzu eti 1500 yy vakum yağı
4000 pirinç 10800 ») mazot
800 „ kuru fasulye 600 yy ıspanak
2500 „ patates 700 yy pırasa
300 kuru kayısı 400 yy lalına
250 kuru üzüm 150
yy taze bakla
300 salça 400
yy taze fasulye
200 makarna 1000
yy kabak
100 şehriye 700 İ> patîrcan
10 nişasta 100 yy kırmızı domat
200 pirinç unu
§
Hastanenin 930 senesi ihtiyecı olan balâda muharrer 37
kalem erzak ile benzin, vakum ve ımzot yağı 5 mayıs 1930
tarihinden 25 mayıs 930’ pazar gününe kadar yirmi gün müddetle
münakasai aleniyeye yalnız kok kömürü kapalı zarf usulile münakaşaya y zı edildiklerinden talip olanların yevmi mezkûrda
teminatlarile birlikte hastanede müteşekkil komisyona ve evsafı
şeraitini öğrenmek için de her gün İdare ve Hesap memurluğuna müracaatları.
Başvekâlet Müdevvenat Matb